DUÂ
Sübhâne rabbiye'l-aliyyi'l-a'le'l-vehhâb
Sübhâne rabbiye'l-aliyyi'l-a'le'l-vehhâb
Sübhâne rabbiye'l-aliyyi'l-a'le'l-vehhâb
Bismillahirrahmânirrahîm
Ferdün Hayyun Kayyûm Hakemün Adlün Kuddûs
Ve aneti'l-vücûhi lil Hayyu'l-Kayyûm
Ve ilâhüküm ilâhün vâhid lâ ilâhe illâ hüve'r-rahmânü'r-rahîm
Elif-Lâm-Mîm. Allahu lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyu'l-kayyûm hürmetine,
Kâf-Hâ-Yâ-Ayn-Sad, Tâ-Sîn-Mîm, Hâ-Mîm, Ayn-Sîn-Kâf izzetine,
Sırr-ı Sûre-i Âl-i İmrân, hüsn-i vech-i Yûsuf-i Ken'ân hürmetine,
Tâ-be-seher gözlerine hâb-ı gaflet girmeyen aşk-ı ilâhî ile ciğerleri püryân, dîdeleri giryân olan âşıklar hürmetine,
Meydân-ı muhârebelerde i'lâ-yı kelimetullah için düşman ile çekişen ve kendilerine kanlarından kefen biçen şühedâ hürmetine,
Esrâr-ı Bismillahirrahmânirrahîm hürmetine,
Cemâl-i, celâl-i, heybet-i Bismillaahirrahmânirrahîm hürmetine,
Yetîmler, mazlûmlar hürmetine,
Habîb-i Edîb'in Mahbûb-ı Kerîm'in ile konuşduğun doksan bin kelimâtdaki bulunan esrâr-ı ilâhiyyen hürmetine,
Kelime-i Tevhîd izzetine,
Kelime-i Şehâdet hürmetine,
Tevrat, Zebûr, İncîl, Kur`ân hürmetine,
İki yüz yirmi dört bin peygamber hürmetine,
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellemin kıldığı namazlar, tutduğu oruçlar, okuduğu Kur`ânlar hürmetine, etdiği tesbîhât hürmetine,
Düşman ile çekişip Ceng-i Uhud'da şehîd düşen dişi hürmetine,
"El-ataş, el-ataş" diyerek yalvaran ve Kerbelâ'da âh u enîn eden Ehl-i Beyt-i Mustafâ hürmetine, ve Hüseyn'in kânı hürmetine,
İşbu tilâvet olunan hatemât-ı şerîfeleri, ma'a'l-kusûr ve'l-küsûr, kabûle karîn eyle Yâ Rabbi.
Hâsıl olan ecr ü sevâbı, ol Seyyidü'l-Kevneyn Resûlü's-sekaleyn, İmâmü'l-Haremeyn, rahmeten-lil-âlemîn, abdüke'l-mustafâ ve resûlike'l-müctebâ, emînühü'l-muktedâ, şemsi'd-duhâ, bedri'd-dücâ, nûru'l-verâ, fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ, Resûlü's-sekaleyn, İmâmü'l-Haremeyn, Ceddü'l-Sıbteyn, resûlen, beşîran, nebiyyen, ebtahiyyen, kureşiyyen, arabî ve sirâcen münîrâ olan, sebeb-i hilkat-i âlem, mefhar-ı benî-âdem, Habîb-i Hudâ, Şefî'-i Rûz-i Cezâ, Sâhib-i Makâm-ı Mahmûd, semâda ve İncil'de ismi Ahmed, Kur`ân-ı Azîm'de Muhammed, yarın yevme tüble's-serâirde ismi Mahmûd olan, Hamîd, Hâmid, Muhammed, Ahmed, Hâmid, Hamîd ve Mustafâ, Müctebâ, Mürtezâ, Efendimiz Hazretlerinin ravza-i ıtrnâk-i Muhammediyyelerine tarafımızdan fakîrâne, dervîşâne, miskînâne, hediyye etmek cüretinde bulunduk, Rabbim sen îsâl eyleyip Rûh-i Seyyidü'l-Enâm'ı cümlemizden hoşnûd u râzı, âlem-i dünyâda ziyâreti, âlem-i ma'nâda gül-cemâlinin müşâhedesi ve iltifâtına ve yevmü'l-kıyâme ve yevmü'n-nedâmede cemî enbiyâ o günün şiddet ve dehşetiyle dizbağları sökülüp, diz çökerek "nefsî nefsî" dediği vakitde, ol Ahmedü Mahmûdu Muhammed Mustafâ, "Hasan'ım, Hüseyn'im, Fâtıme'm, Rukiyye'm, Ümmü Gülsüm'üm, Kâsım'ım, fedâdır, Hasan'ım, Hüseyn'im fedâdır, ille ümmetî ille ümmetî" diyerek feryâd u figân etdiğinde, taraf-ı Hakk'dan, "Habîbim Ahmed Resûlüm Yâ Muhammed", sallallahu aleyhi vesellem, "irfa' re'sek, mübârek başını secdeden kaldır, şefâatin makbûl, sözün kabûldür, sana Kitâb-ı Kerîmimde, وَلَسَوْفَ يُعْط۪يكَ رَبُّكَ فَتَرْضٰىۜ ve le sevfe yu'tîke rabbüke fe terdâ âyetiyle, seni râzı kılıncaya kadar sana ümmetini bahşedeceğim demiş idim, vaadim var idi, ümmetini sana bağışladım, al cennete götür" dediği zümreye bizleri dâhil eyleyip, Habîbin Muhammed'in nazar-ı iltifât-ı Ahmediyyesiyle cümlemizi dilşâd, rûh-ı Muhammedî ile cümlemizi biliştirip, seviştirip, kavuşturup, nazar-ı iltifât-ı Muhammediyye ile bizleri dâhil-i cennet, mazhar-ı zât eyle Yâ Rabbi. Çeşme-i füyûzât-ı Muhammediyye'den sîrâb eyle Yâ Rabbi. Rûhâniyyet-i Muhammediyye'yi üzerimize sâyebân ve cümlemizden hoşnûd u râzı eyleyip, cemî Ümmet-i Muhammed'i Habîbinin şefâatiyle şâd eyle Yâ Rabbi.
Âşıkânın muvâcehe-i Resûl penceresine varıp, "Es-salâtü ve's-selâmü aleyke yâ Resûlallah, Es-salâtü ve's-selâmü aleyke yâ Habîblallah, Es-salâtü ve's-selâmü aleyke yâ Seyyide'l-evvelîne ve'l-âhirîn" diyerek, âh u enîn ederek, gözyaşları dökerek, "Şefâat Yâ Nebiyyallah" diye yalvararak, şefâatine nâil olan ve iltifât-ı Muhamediyye'ye sâhib olan zümreye bizleri dâhil eyle Yâ Rabbi.
Ve sâir enbiyâ-i izâm ve rusul-i fihâm aleyhimü's-salavâti'r-rahmân ve minke ve min Nûhin ve İbrâhîme ve Mûsâ ve Îse'bni Meryem ve cemî' enbiyâi ve'l-mürselîn ve'l-evliyâi ve's-sâlihîn, Hamse-i Âl-i Abâ, Aşere-i Pür-vefâ, Ashâb-ı Suffa, Ashâb-ı Bedir, Ashâb-ı Uhud, Ashâb-ı Hendek ve Şühedâ-i Kerbelâ, bâhusûs ol Yâr-ı Gâr-ı Refîk kâtili'l-kefereti ve'z-zındîk el-mülakkabü bi'l-atîk, emîri'l-mü'minîn, Seyyidinâ Ebâbekir Sıddîk Efendimiz Hazretlerinin rûhâniyyetini haberdâr eyleyip bizlerden hoşnûd u râzı eyle Yâ Rabbi. Ol Abdü'l-Vehhâb, mücavirü'l-minberi ve'l-mihrâb, el-mezkûrü fi'l-kitâb, fâtih-i İran, fâtih-i Suriye, fâtih-i Kudüs, fâtih-i Mısır, Fâtih-i Rûm, üç aylık yoldan ordularına, "Yâ Sâriye el-cebel!" diyerek kerâmetini izhâr eyleyen, emîre'l-mü'minîn, imâme'l-müttakîn, Seyyidinâ Ömer ibnü'l-Hattâb radıyallahu teâlâ anh Efendimiz Hazretlerinin rûh-ı pâk-i münevverlerini haberdâr eyleyip, bu millete destegîr eyleyip, adâletini bu millet üzerine kâim eyle Yâ Rabbi. Ol Abdü'l-Mennân, sâhibü'l-hayâu ve'l-îmân, eş-şehîdü f'i hâli's-sıyâm fî şehri Ramazân hîne tilâveti'l-Kur`ân, "Yâ Osmân-ı Sâlih, bana duâ ediyor musun?" diyerek, iltifât-ı Resûlullah'a nâil olan, zinnûreyn, emîrü'l-mü'minîn, Osmân ibn Affân radıyallahu teâlâ anh Efendimiz Hazretlerinin dahi rûhlarını haberdâr eyleyip, cümlemize destegîr eyle Yâ Rabbi. Ol garîk-i bahr-i belâ, Fâtih-i Hayber, Sâkî-i Kevser, Zevc-i Fâtimeti'z-Zehrî, vârisi ulûmü'n-Nebî, ve kâle'n-nebiyyü sallallahu aleyhi vesellem fî hadîsihî, "ene medînetü's-sıdk, Ebâbekr bâbuhâ ve ene medînetü'l-adl Ömer bâbuhâ ve ene medînetü'l-hayâ Osmân bâbuhâ ve ene medînetü'l-ilm ve Ali bâbuhâ" hadîsleriyle, ve aynı zamanda "Yâ Ali, ente seyyidü'l-Arab ene seyyidü'l-âlem" ve hakkında nice yüzlerce ehâdis-i nebeviyye îrâd olunan Esedullah Alî, Sâkî-i Kevser, Aliyyin radıyyin sahiyyin vefiyy, emîrü'l-mü'minîn Alî ibn Ebî Tâlib radıyallahu teâlâ anh Efendimiz Hazretlerinin rûh-ı pür-futuhlarını haberdâr eyleyip cümlemize destegîr eyle Yâ Rabbi.
"Yâ Fâtıme, enti bid'atin minnî" hadîsi kadr-i vâlâsı ilân buyurulan, Cenâb-ı Fâtımetü'z-Zehrâ Hayrü'n-nisâ ve Ümmü'l-mü'minîn Hadîcete'l-Kübrâ Hayru'n-nisâ ve sâir ezvâc-ı tâhirât, ümmü'l-mü'minîn efendilerimizin rûh-ı pür-futuhlarını haberdâr eyleyip bu millete kendilerini şefî' eyle Yâ Rabbi, destegîr eyle.
Yâ Rabbi. Kadınlarımızın kalblerine, merhamet-i Fâtımetü'z-Zehrâ'yı ilkâ eyle. Annelerimizin kalblerine, Cenâb-ı Hadîcette'l-Kübrâ'nın muhabbetini ilkâ eyle. Hazret-i Osmân'ın hayâsını bu millete ikrâm eyle. Ömer'in adâletiyle bu milleti şâd eyle. Sıddîk'ın sıdd3ıkiyyetiyle bu milleti kemâle erdirip vâsıl-ı dîdâr eyle.
Ve sâir ashâb u ensâr, bâhusûs şefâatkânımız, Mihmandâr-ı Resûlillah, el-mücâhidü fî sebîlillah, Hâlid ibn Zeyd Ebâ Eyyûb el-Ensârî ve nefeanallahu bi şefâatihi Efendimiz Hazretlerinin ve sâir ashâb u ensâr, bu beldenin fethi için gelip beş sene İstanbul'u muhâsara eyleyen ve İstanbul'un muhâsarasında bulunup da şehîd ve gâzî olan diğer ashâb u guzâtın ve şühedânın rûhlarını haberdâr eyle Yâ Rabbi.
Hayru't-Tâbiîn Üveys el-Karanî, Reîsü't-Tâbiîn Hasenü'l-Basrî, Habîb-i Acemî, Rabîa-i Adeviyye, Dâvûd-i Tâî, Marûf-i Kerhî, Süreyr-i Sakatî, Cüneyd-i Bağdâdî, Bazullahi'l-Eşheb Cenâb-ı Abdülkâdir, Ebü'l-Alemeyn Seyyidinâ Ahmed er-Rıfâî, Ahmed el-Bedevî, İbrâhim ed-Düssûkî, Hasen Şâzelî, Sadeddîn Cibâvî, Ebü'l-Medyen Magribî, Muhyiddîn İbn Arabî, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî, Hacı Hünkâr Velî, Muhammed Bahâaddîn Nakşibendî, Şeyh Şabân Velî, İbrâhim Gülşenî, Sünbül Sinân Velî, Hacı Bayram Velî, Mahmûıd Azîz Hüdâyî, Pîr Muhammed Nûru'l-Halvetî, Ömerü'l-Halvetî, Cemâl-i Halvetî, İsmâil-i Rûmî, Hasan Hüsâmeddîn Uşşâkî, Burhâneddîn Cihângirî, Ahmed Tuğrânî, Kutbü'l-ârifîn, Gavsü'l-vâsılîn, Hâteme'l-müctehîdin, Cenâb-ı Sultân Muhammed Nûreddîn Cerrâhî kaddesallahu sırrahu't-tecelliyâtü'l-fettâhî Efendimiz Hazretlerinin rûh-ı pür-futûhlarını haberdar eyleyip, rûhâniyyetlerini bu milletin üzerine sâyebân eyle Yâ Rabbi.
Hâssaten, bu beldenin fethi kendisine müyesser olan, Ebü'l Feth ve'l-Megâzî Sultân Muhammed Hân-ı Gâzî ve kâle'n-nebiyyü sallallahu aleyhi vesellem, "le tuftahanne'l-Kostantiniyyye ve le ni'me'l-emîru emîruhâ, ve le ni'me'l-ceyş zâlike'l-ceyş", sadaka Resûlullah, "Kostantiniyye her hâlde feth olunacakdır, Kostantiniyye'yi feth eden emîr ne kadar güzel emîrdir, onun ne güzel askerleri vardır" diyerek milletimizi ve bizim idârecilerimizi ve kumandanlarımızı Resûlullah medh etmişdir, Yâ Rabbi hâssaten Muhammed Hân-ı Gâzî Hazretlerinin rûhlarını haberdâr eyle. İstanbul'un manevî fâtihi bulunan Akşemseddîn kaddesa sırrahu's-sâmî Efendimiz Hazretlerinin dahi rûhlarına vâsıl eyle. Bu beldenin fethi için kanlarını canlarını esirgemeyen bilcümle guzât-ı müslimînin ve şühedâ-i müslimîn ve mü'minînin rûhlarını haberdâr eyel Yâ Rabbi.
Hâssaten bu câmî'-i lâmi'in bânîsi ve bu câmi'-i şerîfden güzerân eden eimme, hutebâ, müezzinîn, kayyımîn ve sâir cemâatından irtihâl-i dâr-ı bekâ edenlerin ve bu kubbe altında bir kerre Allah diyenlerin mine'l-megârib ile'l-meşârık tahte't-türâb kâffeten âmme cemî' ehl-i tevhîde garka-i garîk rahmet eyle Yâ Rabbi. Kabirleri dümdüz olmuş, taşları kırılmış, nesilleri münkatı' olmuş, kendilerine bir Fâtiha okuacak kimsesi kalmamış olan garîblerin dahi rûhlarını şu sofra-i Kur`âniyyeden hissedâr eyle Yâ Rabbi.
Hâssaten beş hatm-i şerîfden hâsıl olan evr ü sevâbı hâssaten eş-şeyh es-seyyid Fahreddîn Efendi Hazretlerinin, merhûm ve mağfûr el-muhtâc ilâ rahmeti rabbihi'l-gafûr Hacı İzzet Efendi'nin, Hacı Osman Efendi'nin, Hacı İdrîs Efendi'nin, Hacı Âdem Efendi'nin, Dervîş Sâlih Efendi'nin, Recâî Bey'in, Sebilci Hüseyin Efendi'nin, Abdülkâdir Memişoğlu'nun, Hasan Memişoğlu'nun, Abdurrahmân Memişoğlu'nun, Hacı Boşnak Mehmed Efendi'nin, Hacı Lütfü Efendi'nin, Hacı Ali Efendi'nin, Bekir Bey'in, Ferid Bey'in, Enver Bey'in, Vâlide Sultân Rukıyye Hanım'ın, Fatma Hanım'ın, Behiyye Hanım'ın, Havva Hanım'ın ve bu âileden olup da isimleri defter-i îmânda mukayyed bulunan ve sohbet-i Kur`ân'a muntazır bulunan bilcümle ehl-i îmânın rûhlarını haberdâr eyle Yâ Rabbi.
Diğer iki hatm-i şerîfden hâsıl olan ecr ü sevâbı Şeyh Fahreddîn Efendi'nin, Ahmed Efendi'nin, Osman Efendi'nin, Sıdkı Efendi'nin, Hacı Hâfız Ali Efendi'nin, Hacı Lütfü Efendi'nin, Abdullah Bey'in, Hüseyin Efendi'nin, Mekkî Efendi'nin, Şükran Hanım'ın, Nâciye Hanım'ın, Asiye Hanım'ın, Zehrâ Hanım'ın, kendileri defter-i îmânda mukayyed bulunup isimleri buraya kaydolunmayan ehl-i îmânın rûhlarını haberdâr eyle Yâ Rabbi.
Diğer iki hatm-i şerîfden hâsıl olan ecr ü sevâbı es-seyyid eş- şeyh Fahreddîn Efendi Hazretlerinin, Fehmi Efendi'nin, Muhsin Efendi'nin, Orhan Efendi'nin, Şükrü Efendi'nin, Ahmed Mekkî, Yûsuf, İbrâhim, Hüsâmeddîn, Zehrâ, Hafîze ve İsmet Hanımların ve isimleri burada mukayyed bulunmayıp defter-i îmânda mukayyed bulunan ehl-i îmânın rûhlarını haberdâr eyle Yâ Rabbi.
Diğer yedi hatm-i şerîfden hâsıl olan ecr ü sevâbı kutbü'l-ârifîn gavsü'l-vâsılîn hâteme'l-müctehidîn sâkî-i aşk-ı ilâhî vâris-i Hayder-i Kerrâr Cenâb-ı Pîr Destgîr Muhammed Nûreddîn Cerrâhî kaddesallahu sırrahu'l-fettâhî Efendimizin, Süleyman Veliyyüddîne'l-Hafî, Hüsâmeddîn Türâbiyyü'l-Merdî, Sertarîkzâde Sertarîk Mehmed Efendi Hazretlerinin kaddese sırrah, Yahyâ-i Şerâfeddîn-i Moravî, Yûnus-ı Musulî, Muslahaddîn Mustafa-i Edirnevî, Muhammed Çelebî-i Bursevî, Abdüşşekûr Efendi, eş-şeyh İbrâhim Efendi, eş-şeyh Abdurrahmân Hilmî Efendi, eş-şeyh Muhammed Emînü'l-Moravî, eş-şeyh Kâdı Moravî Muhammed Emîn Efendi, eş-şeyh Sâdık Efendi kaddesa sırrah Hazretlerinin, eş-şeyh Ârif Efendi Hazretlerinin, eş-şeyh Abdülazîz Zihnî Efendi Hazretlerinin, eş-şeyh Gâlib Efendi Hazretlerinin, eş-şeyh Rızâ Efendi Hazrettlerinin, eş-şeyh velînimetim sultânım efendim İbrâhim Fahreddîn Efendi Hazretlerinin rûh-ı pür-futuhlarını haberdâr eyle Yâ Rabbi.
Pederim Hâcı Hoca Muhammed Efendi'nin, Vâlidem Hâcce Ayşe Hanım'ın, kızkardeşim Hikmet Hanım'ın, şehîd dayım Ahmed Efendi'nin, şehid dayım Hasan Efendi'nin, dayım Hüseyin Ağa'nın, Hâfız Mehmed Efendi'nin, Emine Hanım'ın, Elifzâde Hanım'ın, Nesîbe Hanım'ın, yeğenim Cemal Efendi'nin, Hacı Rüşdü Efendi'nin, Nesîfe Hanım'ın, Âsım Bey'in, velînimetim sebeb-i devletim Râif Yelkenci Bey'in, Râif Ogan Bey'in, Sâmi Bey'in, Muhammed Şâkir Efendi'nin, nimetleri ile perverde olduğum ashâb-ı hayrâtın, bilerek bilmeyerek haklarını gasb etdiğim ibâdullahın ve bâhusûs hayrâtlarından istifâde etdiğimiz ashâb-ı hayrâtın, sizlerin ve bizlerin ümmehât ü ceddâd, akrabâ ü taallukâtımızdan mine'l-megârib ile'l-meşârik tahte't-türâb kâffeten âmme cemî' ehl-i îmânın, bâhusûs İbrahim Tansu kardeşimin, İsmâil kardeşimin, Hasan Efendi kardeşimin, Sâlih Karabacak kardeşimin, Lütfü Efendi kardeşimin, Hâfız Ali Gülses kardeşimin, Enver Beyefendi kardeşimin, Hatîce Hanım'ın, Süleyman Ağa'nın, İbrâhim Ağa'nın, merhûm Mûsâ Efendi'nin, merhûme Havvâ Hanım'ın, merhûm Salahaddîn Efendi'nin, merhûm Ali Bey'in, merhûme âilem Hacı Gülsüm Hanım'ın ve sizlerin ve bizlerin, bize duâ sipariş edenlerin, bizi de duâdan unutmayın diyenlerin, ihvân u yârânımızın rûhlarını şu sofra-i Kur`âniyyeden hissedâr eyle Yâ Rabbi.
Diğer okunan hatemât-ı şerîfeleri, hatim okutanların ve okuyan hâfız efendilerin cümlesinin ölmüşlerini ve geçmişlerini haberdâr eyleyip rûhlarını mesrûr eyle Yâ Rabbi. Okumuş oldukları Kur`ân-ı Kerîm'i hafız efendilere şefî' eyle Yâ Rabbi. Nûr-ı Kur`ân ile kalblerini münevver, yüzlerini nûr-ı tevhîd ile muattar, gönüllerini aşkullah, muhabbetullah ile müzeyyen eyle Yâ Rabbi.
El-vedâ' el-firâk diyen Ramazân-ı mağfiret-nişânı cümlemize şefî' eyle, şikâyetinden emîn eyle Yâ Rabbi. Lem na'lem şerefeke ve kadreke Yâ Şehri Ramazân. El-vedâ' el-firâk. Kadr u kıymetini bilemedik.
Okumuş olduğumuz Kur`ân'ı, dinlediğimiz Kur`ân-ı Mübîn'i bizlere şefî' eyle Yâ Rabbi. Kabirlerimizin zulmetini nûr-ı Kur`ân ile münevver, kabirlerimizi ravzatün min riyâzi'l-cinân eyle Yâ Rabbi. Merhûmların ve merhûmelerin kabirlerini ravzatün min riyâzi'l-cinân eyleyip hufretün min huferi'n-nîrân olmakdan masûn u mahfûz eyle Yâ Rabbi. Kur`ân'ın şefâatiyle kendilerini taltîf eyle Yâ Rabbi. Hoca Numan Efendi'nin de rûhunu haberdâr eyle, Hâfız Hakkı Efendi'nin rûhunu da haberdâr eyle Yâ Rabbi.
Yâ Rab, geçen sene aramızda olup senin rızâ ve rıdvânına el açan, boyun büken, fakat bu sene makberelere gidip de bir Fâtiha bekleyen ehl-i îmânı ve cemaatimizden ve ihvân u yârânımızdan ve ahbâblarımızdan bizlerden Fâtiha bekleyen ihvânımızın da rûhlarını hassaten taltîf eyle Yâ Rabbi. Kur`ân'ın şefaatiyle kendilerini taltîf eyle Yâ Rabbi.
Bizler dahi onların hâliyle hâllendikde, el el ile, ayak ayakla, "el-vedâ' el-firâk" dediği günde, gözlerimiz cennet-i a'lâ ve cemâl-i Muhammed Mustafâ'ya nâzır u hayrân olarak, el el ile, ayak ayakla, "el-vedâ' el-firâk, buluşma artık mahşer gününe" dediği ânda, esteîzübillah, "اِنَّ الَّذ۪ينَ قَالُوا رَبُّنَا اللّٰهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلٰٓئِكَةُ اَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّت۪ي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ innellezîne kâlû rabbünallahu sümme's-tekâmû ve tetenezzelü aleyhim'ül-melâiketü ellâ tehâfû velâ tahzenû ve ebşirû bi'l-cenneti'l-letî küntüm tû'adûn" âyetinde beyân etdiğin üzere, müjdeci melekler gelerek, "Ey âşık-ı sâdık, bırakdıklarına üzülme, gitdiğin yerden korkma, cennetin sekiz kapısı sana feth ü küşâd olundu, Habîbim Muhammed Mustafâ seni şefâatiyle taltîf edip beklemekde" dediğin zümreye bizleri ilhâk eyle Yâ Rabbi. Dillerimiz tutulmadan, çenelerimiz kilitlenmeden, "Allah Allah" diyerek ve "يَٓا اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُۗ اِرْجِع۪ٓي اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةًۚ فَادْخُل۪ي ف۪ي عِبَاد۪يۙ وَادْخُل۪ي جَنَّت۪ي yâ eyyetühe'n-nefsü'l-mutmainne, ircı'î ilâ rabbiki râdıyeten merdıyye, fedhulî fî 'ibâdî, vedhûlî cennetî" âyetine muhâtab bulunarak iltifât-ı rahmâniyyeye ererek cümlemize hüsn-i hâtimeler nasîb ü müyesser eyle Yâ Rabbi.
Ölümün şiddetinden, kabrin vahşetinden, mahşerin dehşetinden, mahşer günü enbiyâullah yanında ve evliyâullah yanında ve ehl-i mahşer ortasında rezîl olmakdan ve sefîl olmakdan bizleri hıfz u emîn eyle Yâ Rabbi. Yakalarımızı zebâni ellerine verme, bizi nâra sürükletme Yâ Rabbi. Bizi adlinle değil, affınla muâmele eyle Yâ Rabbi. Yâ Rab, sana karşı isyân etdik, eekmeğimizi kesmedin, günah icrâ etdiki başımıza taş yağdırmadın, nimetini bol bol verdin, şükründen âciziz ilâhî. Affın geniş, affı, keremi seversin, affına geldik, keremine el açdık Yâ Rabbi, kapından bizi, bu akşam Kadir Gecesi, boş mu çevireceksin. "Lâilâheillallah Muhammedü'r-Resûlullah" diyen bizler bu akşam kapımıza ilticâ eden fukarâyı kâfir dahi olsa boş çevirmeyiz Yâ Rabbi, hâşâ ki sen bizi kapından boş çeviresin bu akşam. Rahmetine geldik, rahmâniyyetine el açdık,
Ey Latîf! Ey Kerîm! Ey Rahmân! Ey Rahîm! Ey Hannânü Mennân! Ey Deyyânü Sübhân! Ey lutfuına nihâyet olmayan Allah! Ey istediğini istediğine veren, istediği vakitde almak kudretine mâlik bulunan, semâları direksiz, kâfirleri yüreksiz halk eden Allah! Kalblermizden hubb-ı sivâyı ihrâc et, gönüllerimizi aşkullah, muhabbetullah ile tezyîn eyle. Mahşer gününde, nedâmet ânında, bizleri buraya bugünkü günde şu mübârek saatde şu mübârek dakîkada buraya cem etdiğin gibi, Habîbinin livâsı altına böyle cem u haşr eyle. Yed-i envereyn-i Muhammediyyeden, yed-i Hayder-i Kerrâr'dan ve yed-i Haseneyni'l-Ahseneyn'den Âb-ı Kevser'den Resûlullah'ın yediyle, elleriyle bizi sîrâb eyle Yâ Rabbi. Bu cüreti gösterdik Yâ Rabbi, Habîbin Muhammed'i seviyoruz.
Müslümanlar! Beş dakîka konuşacağım, sonra duâ edeceğim. İşi olanlar gidebilirler. Yani bu söylediğim söz, cüret edilecek bir sözdür yani, ağzımdan kaçdı bir ara, onun için söyleyeyim,
Bir gün bir zât mescidde ayağa kalkmış, Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme dedi, "Yâ Resûlallah, mete's-sâ'a, kıyâmet ne vakit kopacak?" dedi. Efendimiz namaza durdu. İki rekat namaz kıldı. Sonra döndü, dedi, "Eyne's-sâilü, soru soran nerede?" diye sordu. O zât ayağa kalkdı, dedi, "Ben sordum Yâ Resûlallah". Dedi ki, "Ey a'râbî, sen kıyâmetin vaktini öğrenip de ne yapacaksın, kıyâmet günü için ne hazırladın?" dedi.
Değil mi, hepimiz öyle. Ölümümüzü bilmek bize ne fayda getirebilir? Ölüm için ne hazırladık? Kabir yapmak bize ne fayda getirebilir? Kabir için ne hazırladık? Nice kabir var, üstü mamûr, altı harâb. Üstünde çiçeklik, yeşillik, altında ateş, cehennem yanıyor. Yaaa. Îmânısz çene kapayan, Allah demeden giden, Tevhîd'e sırt çevirip gidenlerin hepsinin yüzleri döndürülmüş.
Dedi ki, "Vallahi Yâ Resûlallah" dedi, kısa keseceğim ben fazla konuşmayacağım, başınızı ağrıtmayayım, "Vallahi Yâ Resûlallah, benim uzun uzun namazlarım yok, uzun uzun oruçlarım da yok, yani Ramazan'da bir ay oruç tutarım, beş vakit de namazımı kılarım, bu kadar. Böyle gece namazı filan filan yapmıyorum öyle şeyler". A'râbî kendisi, köylü yani. Köylü Arap demek, a'râbî demek. Şimdi müjdeyi vereceğim size. Yed-i Muhammed'den Âb-ı Kevser'den içmeyi istedik yani onu îzâh ediyorum. Cüretimiz büyük. Resûlullah herkese eliyle Âb-ı Kevser'den su vermez. Ümmet-i Muhammed'in bir çokları havuzdan kovulacak, su verilmeyecek onlara. Yaaa Allah muhâfaza buyursun. Yâ Rabbi, bizi onlardan etme. Efendimiz su vereceği vakitde melekler men edecekler, "Yâ Resûlallah, verme. Bunlar ehl-i islâma yan çizdiler, Ümmet-i Muhammed'e eziyet cefâ etdiler, zulmetdiler" diyecekler, "onlara su verme" diyecekler. Geçiyoruz. Dedi, "Yâ Resûlallah, benim uzun uzun namazlarım yok, uzun uzun oruçlarım da yok, bir ay oruç tutuyorum ve beş vakit namaz kılarım. Ama Allah'ı ve seni çok severim". İş burada. Ey gönül geç gayrıdan aşka eyle iktidâ. "Seni ve Allah'ı çok severim" deyince, sallallahu aleyhi vesellem, buyurdu ki, "Ey a'râbî, el mer'u me'a men ehabbe, kişi sevdiğiyle beraberdir, sen de benimle berabersin" dedi. Ashâb-ı kirâm, rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn hazerâtı diyor ki, "O güne kadar, içimizde bir kurt vardı, bir istifham vardı, yiyordu bizi, yarın mahşer gününde Cenâb-ı Peygamber'in mevkii ayrı, o bizden ayrılırsa biz ne yaparız diye. Resûlullah'ı sevenler, Resûlullah'la beraber. Onun için eğer seviyorsan kalbinde o aşk-ı Muhammedî varsa, muhabbet-i Ahmediyye, Resûlullah'la berabersin. Onun için Resûlullah'ın yediyle Âb-ı Kevser'den içebilirsin.
Yâ Rabbi, bizim gönlümüzde muhabbet-i Muhamediyyeyi tulû etdir ve çoğalt, ziyâde kıl, rûhlarımızı rûh-ı Muhammediyye ile âşinâ eyle.
Mîzânda âvâre olmakdan, defter-i a'mâl okunurken rezîl rüsvâ olmakdan, defterlerimizin arkadan yâhud soldan verilmekle bizim felâketimize sebeb olacak hareketlerden bizi koru Yâ Rabbi. Defter-i a'mâlimizi sağ cânibimizden atâ eyleyip iltifât-ı Muhammediyye ile "sellim sellim yâ ümmetî, sellim sellim yâ ümmetî" diyerek duâ-i Muhammed'le sırâtı geçmek, yıldırım gibi uçmak, cennete vâsıl olmak, lutf u kerem-i ilâhî ile cennete dâhil olan zümreye bizleri dâhil eyle Yâ Rabbi. Cennât-ı âliyâtda civâr-ı Mustafâ'da iskân eyleyip, matlab-ı a'lâ maksad-ı rânâ olan cemâl-i bâ-kemâl-i ilâhiyyenle cennetinle, rızânla, rıdvânınla taltîf eyle Yâ Rabbi. Duâlarımızı kabûl eyle.
Hasta olan kardeşim Sefer Efendi'yi ahd-i karîbde şifâyâb eyle. Diğer hastalara şifâ, derdlilere devâ, borçlulara edâ, uzak diyarlarda bir lokma ekmek için, yabancı memleketlerde çalışan ehl-i îmânı vatanlarına avdet, âşıklara vuslat ihsân u inâyet eyle Yâ Rabbi. Ramazan'dan sonra da bizi huzûruna kabûl et Yâ Rabbi. Yalnız Ramazan'dan Ramazan'a bizi huzûruna kabûl etme, günde beş vakit bizi huzûruna kabûl et Yâ Rabbi. Bu senin en büyük iltifâtındır, tâcındır, rahmetindir, lutfundur, mü'minin mi'râcıdır, Resûlullah'ın gözü nûrudur, mü'minin burakıdır beş vakit namaz, bunu bize sevdir, taatına mahkûm eyle. Namazdan kaçan, sana rükûdan zevk almayandan bizi etme Yâ Rabbi. Orucu angarya gibi tutanlardan eyleme Yâ Rabbi. Oruçdan bize zevk ver Yâ Rabbi, lezzet ver Yâ Rabbi. Sadakâtımızı, zekâtımızı veren, ahlâkımızı ahlâk-ı Muhammediyyeye tahvîl eden ve senin rızâ-yı ilâhiyyene nâil olan zümreye dâhil eyle Yâ Rabbi. Ahlâk-ı zemîmelerimizi, ahlâk-ı Kur`âniyye ve ahlâk-ı Muhammediyyeye tahvîl ve tebdîl eyle Yâ Rabbi.
Çocuklarımızın gönüllerini nûr-ı Kur`ân ile münevver eyle, evladlarımızı Dîn-i İslâm'a hâdim eyle ve İslâm'da dâim eyle. Bizi çocuklarımıza terbiye etdirme Yâ Rabbi. İslâm'ın düşmanlarını kahr u tedmîr eyle, cemiyetlerini darmadağın eyle, ordularını mahv u perîşân eyle, ehl-i islâmın gözünde kâfirleri bir fare gibi göster, kâfirin gözünde ehl-i islâmı bir arslan gibi göster Yâ Rabbi. Kalbleri, gözleri çevirfen sensin Yâ Rabbi. Ordularımızı karada ve denizde ve havada mansûr u muzaffer eyle. Ehl-i islâmı her hâlde şâd eyle Yâ Rabbi.
Vatanımızı korkulu hastalıklar, zelzele, yangın, su istilâsı, istilâ-yı zâlim ve istilâ-yı kâfirden masûn u mahfûz eyle Yâ Rabbi. Düşman pençesinde bulunan ehl-i islâmı her hâlde Yâsîn-i Şerîf'in izzetine âzâd eyle Yâ Rabbi. Ehl-i islâmı her hâlde şâd eyle Yâ Rabbi. Bizi buradan bugün boş çevirme Yâ Rabbi. Duâmızı kabûl eyle Yâ Rabbi.
Yâ Rab, cemâlini görmeye lâyık bir göze, senin kelâmını dinlemeye lâyık bir öze, senin esmânı zikretmeye lâyık bir dile, seni sevmeye lâyık bir gönüle bizleri mâlik eyle. Ayaklarımızı sırât-ı müstakîmde sâbit-kadem eyle. Âhir u âkıbetimizi hayr eyle Yâ Rabbi. Duâlarımızı kabûl eyle Yâ Rabbi. Bizleri memnûn eyle Yâ Rabbi. Yâ Rab, kapından boş çevirme. Hüseyn'in kânı hürmetine, Fâtımetü'z-Zehrâ'nın gözyaşı hürmetine, Resûlullah'ın şehîd olan dişi hürmetine, Yâ Rab bizi kapından boş çevirme. Boş çevirme Yâ Rabbi. Şekâvetimizi saâdete kalb eyle.
Yâ Rab, oruçlu kullarının duâsını kabûl edeceğim diyorsun, oruçlunun mükâfâtı bana âid diyorsun, bilmiyoruz ne vereceksin bize Yâ Rabbi, cemâlini mi göstereceksin, rızâna mı erdireceksin, rıdvânına mı erdireceksin Yâ Rabbi, duâlarımızı kabûl eyle, ehl-i islâmı şâd eyle Yâ Rab.
Bu gecenin feyzinden feyzyâb eyle Yâ Rabbi. El-vedâ' el-firâk diyen Ramazân-ı Şerîf'in şikâyetinden emîn eyle. Hulûliyle müşerref olacağımız 'ıyd-ı sa'îd-i fıtrı cümlemiz hakkında müteyemmen ü mübârek eyle Yâ Rabbi. Nice nice seneler, Ramazan'lara erişip, sana secde, rükû', kıyâm eden, seni tesbîh u takdîs eden zümreye bizleri dâhil eyle ve rızâ-yı şerîfini kazanan zümreye dâhil eyle Yâ Rabbi. İçimizde son Ramazan'ını gören varsa, onlara da îmânlarını yoldaş eyle Yâ Rabbi. Duâlarımızı kabûl eyleyip, yetîmlerin gözyaşı hürmetine bizi buradan boş çevirme Yâ Rabbi.
Sübhâne rabbike rabbi'l-izzeti ammâ yasifûne ve selâmün ale'l-mürselîn ve âlihim ve'l-hamdülillahi rabbi'l-âlemîn.
Allahümme zeyyin zevâhirünâ bi hizmetik ve bevâtınunâ bi ma'rifetik ve kulûbunâ bi muhabbetik ve esrâruna bi müşâhedetik ve ervâhuna bi mu'âvenetik. Yâ mukallibe'l-kulûbu ve'l-ebsâr sebbit kulubenâ 'alâ dînik, sebbit kulubenâ alâ muhabbetik. İhdine's-sırâta'l-müstakîm. İhdine's-sırâta'l-müstakîm. İhdine's-sırâta'l-müstakîm. Yâ Hâdî Yâ Hâdî Yâ Hâdi Celle Şânuhû. İhdine's-sırâta'l-müstakîm. İhdine's-sırâta'l-müstakîm. Teveffenâ mislimen ve elhıknâ bi's-sâlihîn. Allahümme ecirnâ mine'n-nâr. Allahümme ecirnâ min külli'n-nâr. İhdine's-sırâta'l-müstakîm. İyyâke na'büdü ve iyyâke neste'în. Yâ Rab, iyyâke na'büdü ve iyyâke neste'în. Yâ Rab, iyyâke na'büdü ve iyyâke neste'în. İhdine's-sırâta'l-müstakîm. Sırâtallezîne en'amte aleyhim gayri'l-mağdûbi aleyhim vele'd-dâllin. Âmîne Yâ Mu'în.
Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve habîbike ve resûlike'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim. Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve habîbike ve resûlike'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim. Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve habîbike ve resûlike'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim. Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin nebiyyi'l-melîhi sâhibi'l-makâmi'l-a'lâ ve'l-lisâni'l-fasîh. Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin nebiyyi'l-melîhi sâhibi'l-makâmi'l-a'lâ ve'l-lisâni'l-fasîh. Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin nebiyyi'l-melîhi sâhibi'l-makâmi'l-a'lâ ve'l-lisâni'l-fasîh. Es-salâtü ve's-selâmü aleyke Yâ Resûlallah. Es-salâtü ve's-selâmü aleyke Yâ Habîballah. Es-salâtü ve's-selâmü aleyke Yâ Seyyide'l-evvelîne ve'l-âhirîn ve selâmün ale'l-mürselîn. Elfü elfü salâtin elfü elfü selâmin aleyke Yâ Resûlallah. Elfü elfü salâtin elfü elfü selâmin aleyke Yâ Habîballah. Elfü elfü salâtin elfü elfü selâmin aleyke Yâ Emîne vahyillah. Ve sallallahu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin ve sahbihî bi adedi'l-evrâki'l-eşcâr ve emvâci'l bihâr ve katarâti'l-emtâr, vağfirlenâ verhamnâ yâ erhame'r-râhimîn. Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin mahtelefe'l-melevân ve teâkabe'l-aserân ve kerrara'l-cedîdân ve'stakbele'l-ferkadân ve belliğ rûhahû ve ervâha ehli beytihî minne't-tahiyyeti ve's-selâm ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesîrân kesîrân kesîrâ. Ve sallallahu alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ cemî'i'l-enbiyâi ve'l-mürselîn ve'l-evliyâi ve's-sâlihîn ve alâ melâiketike ve'l-mukarrabîn ve alâ ehli tâ'atike ecmaîne min ehli's-semâvâti ve ehli'l-aradîn ve rıdvânullahi teâlâ alâ âli Resûlillahi ve ashâbihî ecma'îne bir rahmetike yâ erhame'r-râhimîn. Âmine ve'l-hamdülillahi rabbi'l-âlemîn.
Yâ Rabbi, benim elime islâm olan mü'minleri islâmda dâim et, gün be gün îmânlarının nûrunu ziyâde eyle, hidâyetinden ayırma Yâ Rabbi.
Lillâhi'l-Fâtiha!
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri bu duâyı, Bayezid Câmi-i Şerîfinde 1982 senesi Ramazan-ı Şerîfinin 26. gününde yani gecesi Kadir Gecesi olarak kabûl edilen günde, o güne kadar okunan hatm-i şerîflerin duâsı olarak, diğer bütün duâları gibi, irticâlen îrâd buyurmuşlardır. Efendi Hazretlerinin bütün duâları gibi bu da mücerred bir duâ olmayıp aynı zamanda bir ders mâhiyetindedir. Kıymetini bilenlere ne mutlu!
Âmîn.
YanıtlaSilSesi ne kadar zor çıkıyor hazretin.. Buna rağmen ruhu o kadar diri, o kadar genç. Duası bile irşad. Ne büyük insan.
YanıtlaSilSesi gayet gür ve de tesirli elhamdülillâh!
SilAmin
YanıtlaSil"Rabbena amenna fektubna meaş şahidin."
YanıtlaSilMaide/83
Ey Rabb'imiz! İman ettik, öyleyse bizi şahitlerle beraber yaz."
"...O'na büyük bir muhabbetim,şiddetli bir meclûbiyyetim var.İsm-i mübâreki her nerede yâd olunsa kalb-i fakîrânemde âdetâ âsâr-ı vecd zuhûra gelir.Cenâb-ı Hak,mazhar-ı şefâat buyursun."
YanıtlaSilÂmîn.
Âşıklar Ölmez!
YanıtlaSil"Rabb'im bana karşılıksız hüküm ver ve beni salihlerin arasına dahil et."
رَبِّ هَبْ ل۪ي حُكْماً وَاَلْحِقْن۪ي بِالصَّالِح۪ينَۙ
Rabbi heb li hukmen ve elhıkni bis salihin.
Ve sonrakiler arasında güzel bir ün ile anılmamı nasip et."
وَاجْعَلْ ل۪ي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْاٰخِر۪ينَۙ
Vec'al li lisane sıdkın fil ahırin.
"Ve beni nimeti bol Cennet'in mirasçılarından kıl."
وَاجْعَلْن۪ي مِنْ وَرَثَةِ جَنَّةِ النَّع۪يمِۙ
Vec'alni min veraseti cennetin naim.
Hak razı olsun
YanıtlaSil