Sayfalar

15 Mayıs 2025 Perşembe

Aşkın Hakîkati ve Âşıkların Ahvâli

Aynülkudât Hemedânî Hazretleri Temhîdât'ında buyuruyorlar ki : 

Ey Azîz! Şu hadîsi dinle! Hazret-i Peygamber şöyle buyurmuşdur : "Kim âşık olur ve iffet gösterip onu saklar sonra da ölürse şehîd olarak ölür". Bu temhîdde aşk âlemini beyân edeceğiz. Ne zaman aşkdan geçmek için çabalasam, aşk beni şaşkınlık ve hayretde bırakıyor. O bütünüyle gâlib ben ise mağlûb oluyorum. Aşkla nasıl baş edebilirim?

Aşkda işim çok müşkil oluyor
Bütün hayâtım gönlümün ucunda oluyor
Her ân kaçayım derken aşkdan
Aşk benden önce evimde oluyor

Aşk bu yolda herkese farzdır. Eğer Allah aşkına sâhib değilsen bâri kendini mahlûkun aşkına hazır et ki bu sözlerin kıymetini anlayabilesin. Aşk hakkında ne denebilir? Aşka nasıl işâret edilir? Aşk ibâreye nasıl sığar? Aşk yoluna ayak koyan kimsenin kendinde olmaması, kendini terketmesi ve kendini aşka bağışlaması gerekir. Aşk ulaşdığı yerdeki her şeyi yakıp kavuran, kendisinden başka bir şey bırakmayan ve her şeyi kendi rengine çeviren bir ateşdir. 

Aşk yoluna giren bir kimse de can telâşı olmaz
Kişide can kaldıkça aşkda düzen olmaz
Bîçâre aşka ondan dermân olmaz
Parmaklarınla dokunduğun şey aşk olmaz
Ey Azîz! Allah'a ulaşmak farzdır. Hâl böyle olunca, tâlibler nezdinde Allah'a ulaştıran her vâsıta da farz olur. Aşk insanı Allah'a ulaştırır, bu sebeble aşk yolun farzıdır.

Ey Azîz! Leylâ'nın adını duyduğunda can verebilmek için Mecnûn sıfatlı olmak gerekir. Sâhib olmayana Leylâ'nın aşkından ne haber? Mecnûn'a farz olan Leylâ'ya âşıklık yolu, böyle olmayana farz değildir. Herkesde Leylâ'nın güzelliğini görecek ve ona âşık olacak göz yokdur. Leylâ'yı görüp ona âşık olacak bir göze sâhib olan için böyle bir aşk zaruretdir. Aşkın işi, daha Leylâ'nın adını duyduğunda Leylâ'nın aşkına düşmekdir. Sâdece aşk ismiyle âşık olmak garîb ve acîb bir işdir.
Senin adını işiten herkes seçkindir
Gönül senin namzedin oldu güzelliğini seçdi
Senin cemâlinin güzellik ve letafetini gördüğünde
Can kendinden geçdi ve senin ardına düşdü

Burada tâlibin işi aşkdan başka bir şey taleb etmemektir. Âşıkın varlığı aşkdandır, aşksız nasıl yaşar? Hayâtı aşkdan bilir, ölümü aşksız olmakla tadar.

Dünyâda iki günlük rızıkla yaşarsam
Canım sağ olursa rüsvâ olayım
Ben senin uğrunda ölürsem hayat bulurum
Ben sensiz hayatda kalırsam ölürüm

Aşkın şaşkınlığı, dünyanın akıllılığından daha kıymetli, aşkın deliliği bütün akıllardan daha güzeldir. Aşka sâhib olmayan, gerçekde muhâkemesiz vc neşvesizdir. Âşık olmayan kimse kendini beğenmiş, kindar ve inadçıdır. Âşıklık, kendinden geçmek ve yolunu kaybetmekdir. Keşke bütün âlem ve bütün insanlar âşık olsaydı da böylece bir hayâta ve derde sâhib olsalardı.

Âşık olmak benim gibi dîvâne olmakdır
Âşık olmayan kimse kendini beğenmişdir
Bu ihtiyar dünyâda nerede bir genç varsa
Âşık olsun zîra aşk hoş bir sevdâdır

Ey Azîz! Pervâne gıdâsını aşk ateşinden alır. Ateşsiz duramaz, ateşde ise varlığı yok olur. Aşk ateşi onu öyle sarar ki bütün âlemi ateş olarak görür, ateşe ulaşdığında kendisini onun ortasına atar. Öyle olur ki ateş ile ateş olmayan şeyi tefrîk edemez hâle gelir. Neden? Zîra aşk, tamâmıyla ateşdir.

Ey sevgili bedenimde artık bana yer kalmadı
Her yerimi bütünüyle senin aşkın kapladı
Damarımı kesmeye kalksam
Korkarım neşterin ucunda senin aşkın belirir
Pervâne kendisini ateşin ortasına atdığında yanar ve bütünüyle ateş olur. Böyle olduğunda kendinden haberi olur mu? Eğer kendinin farkındaysa ve kendinde kalırsa aşkı göremez. Aşkda öyle bir kuvvet vardır ki maşûka sirâyet etdiğinde, maşûk bütünüyle âşıkı kendisine çeker ve onu yok eder. Aşk ateşi pervâneye kuvvet verip ona yönelince, pervâne ateşin kendisine âşık olduğu zannına kapılır. Mumun maşûku da bu şekilde kendinde kuvvet bularak bu arzuyla kendini ateşin ortasına atar. Maşûk olan mum ateşi onu yakar ve pervâne tamâmıyla mum ve ateş olur. Geriye ne aşk ne de pervâne kalır. Pervâne güçden ve tâkatden mahrûm bir şekilde şöyle der :

Ey hârikulâde olan bütün hârikulâdelikler sendedir
Can senin âleminin âşıklarından kederdedir
Benim miskîn gönlüm zayıf senin aşkın kuvvetli
Bu bîçâre zayıfın yaşaması için ona kuvvet gerekir

Aşkın kemâlinin evveli, âşıkm maşûku unutmasıdır. Çünkü işi tamâmıyla aşk iledir, maşûkla ne işi olabilir? Onun maksadı yalnız aşkdır, hayâtı tamâmen aşkdandır. Aşksız olmak onun için ölüm demekdir. Bu hâlde bazen kendini de unutur ve vaktin âşıkı olur. Aşkdan pek çok derd, gam, hasret, hicrân görse de bu, ne vuslatın önünü keser ne de firkat acısına sebeb olur. Zîrâ ne vuslat onu mutlu eder ne de firkatden kendisine bir zorluk gelir. Kendini tamâmıyla aşka vermişdir.

Senden dünyâda aşkdan başka bir şey istemem
Senin firkatin de vuslatın da bir oldu bana
İster vuslat nasîb et ister firkatde bırak beni
Aşkın olmadan bir rahâtım yok benim

Ey Azîz! Yaradanın aşkından mı yoksa yaradılanın aşkından mı bahsedeyim bilemiyorum. Aşklar üç kısma ayrılır. Her aşkın muhtelif dereceleri vardır. Bunlar küçük aşk, büyük aşk ve orta aşkdır. Bizim Allah'a olan aşkımız küçük, Allah'ın kullarına olan aşkı ise büyük aşkdır. Aşk-ı miyâne denilen orta aşk hakkında çok dar bir anlayışa sâhib olduğumuzdan, bu konuda geniş bilgi veremeyeceğim. Ancak Allah izin verirse bu konuya işâretle de olsa kısaca değinilecekdir.

8 yorum:

  1. Bahr-i ummâna dalmayan,
    Soyunup uryân olur mu!
    Hak dostlarını bulmayan,
    Vâkıf-ı esrâr olur mu!

    Akıt yaşı gözünden,
    Zarar etme elinden,
    Hak demeyen dilinen,
    Derviş insân olur mu!

    Aşka düşüben yanmayan,
    Mürşide doğru bakmayan,
    Sel olup bahre dalmayan,
    Çay iken ummân olur mu!

    Gönül aşkına yanmadan,
    Erenler izin tutmadan,
    Yâr ile dost olmadan,
    Sıyrılıp sultân olur mu!

    Kemâl gel çık aradan,
    Yardım eder yaradan,
    Bilmez derdi nereden,
    Leylâ'sız Mecnûn olur mu!

    Şeyh Kemâl Akdeniz
    Kuddise Sırruh

    YanıtlaSil
  2. Bu büyük insanların hakkını nasıl verememiş gafiller?Yazı dilinde bile onlara ulaşabilmek büyük nimet,okuyabilmek nimet.Velilerden aldığım derinliği hiç kimselerde hissedemedim hayatımda.Buna üzülsem mi sevinsem mi bilemedim.İyi ki varlar.Neyle mükafatlanmak istiyorlarsa ki o da belli.Onunla mükafatlansınlar.

    YanıtlaSil
  3. Cenâb-ı Allah,"Tartıyı hakkaniyetle ayakta tutun ve ölçüyü eksiltmeyin."diyor.İnsânın kendi hakîkatine sırt çevirmesi,kendi hakîkatine gâfil olması büyük ölçüsüzlük,tartıyı devirmek...Lâ'nın tuzağına düşmek,İblis'in inkârına ortak olmak...Yok saymak aslî olarak nedir?
    İhânettir!
    İnsân kendi hakîkatine ihânet içinde!
    İnsân büyük bir ihânet içinde!Avaz avaz ihânetini ilân ediyor âlemlere...
    Âşık olmak dîvâne olmak...
    Âşık olmak cihân ol gönlüm kadar geniş değil demek...
    Âşık olmak esrâr-ı hikmet ile kuşanmak...
    Âşık olmak aslını görmek ve aslının sana bürhân olması...
    Âşık olmak iki cihândan da geçmek...
    'Men Aref' sırrına ermek,tüm varlığıyla O'na yönelmek...Ma'nâda gayb olmak...
    Âşık olmak çok zor iş...Âşık olmak nasîb işi...Rahmân'ın sırrı...
    Kimseler âşıklıktan dem vurmasın!
    Sadece Âşıklar konuşsun! Terazinin dengesi yerine gelsin!

    "Biz ol uşşak-ı serbazız
    Akıl rüşd bize yar olmaz
    Mey-i aşk ile sermestiz
    Bize hergiz humar olmaz
    Diriyiz daim, ölmeyiz
    Karanularda kalmayız
    Çürüyüp toprak olmayız
    Bize leyl ü nehar olmaz
    Bizim illerde ay ü gün
    Sebat üzre durur daim
    Televvün erişip ona
    Gehi bedr ü hilal olmaz
    Bizim gülşendeki güller
    Dururlar taze solmazlar
    Hazan olup dökülmezler
    Zemistan ü bahar olmaz
    Şarab-ı aşkı çün içtik
    Feragat mülküne göçtük
    Yanıp aşkınla tutuştuk
    Bize tahrik ü tar olmaz
    Ereliden şems nuruna
    Vücudum zerreden katre
    Ne katre ayn-i bahar oldu
    Ona kar’ü kenar olmaz
    Bırak ey Hamida varı
    Görsem desen sen ol yarı
    Göricek ol tecellayı
    Ondan özge kemal olmaz"









    YanıtlaSil
  4. "Ey Aziz! Kâf-hâ-yâ-ayn-sâd sana gamzesini göstermediği için aşkın kadrini bilmemekten dolayı mâzursun..."

    Perdeli olmak...

    YanıtlaSil
  5. "Aşkdan sonra muhabbet âlemi seni karşılayacak,yüzünü sana gösterecektir.Ey Aziz! 'Yuhibbuhum ve yuhibbûnehû/Allah onları sever ve onlar da Allah'ı sever' ayetine kulak ver...
    Hiç 'Kâf-hâ-yâ-ayn-sâd' halvethânesinde "Kuluna vahyedeceğini vahyetti" sırrına eriştin mi?..."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar, sanırım siz bu sırra erenlerdensiniz bizlere de uygun görürseniz anlatabilir misiniz çünkü benim de en merak ettiğim ayettir bu pek çok kişi gibi sır olunca insan daha bir meraklanıyor ancak açıklanmaması gereken şimdilik bilinmemesi daha hayırlı bir sır ise siz bilirsiniz şimdiden çok teşekkür ederim

      Sil
    2. Bilmiyorum!

      Sil
  6. Ey aşkın kudretiyle yücelen güzel Efendim,
    Harikulade olan her güzellik sende saklı.. 🌹

    YanıtlaSil