Aşkın Hakîkati

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

İnsanın insana aşkı, aşk-ı mecâzîdir. Aslında aşk, Allah'adır fakat o insan arada perde olmuş olur. Nasıl ki Hazret-i Mûsâ aleyhisselâm, Mûsâ Peygamber, Tûr'da Allah'la konuşduysa, âşık olan kimse, sevdiği onun için Tûr Dağı'dır, ondan Allah'a ilticâ eder, Allah'a varır. Bunu lisânla ta'rîf etmek yani konuşmakla tarîf etmek mümkün değildir, bunu yaşamak lâzımdır. Bunu, ancak yaşayanlar bilir. Ne kalem, ne  kelâm, ne sözle ifâde edilir, ne kalmele yazılır, yaşayan bilir. Bunun hakkında konuşmak, aya kayıkla çıkmak gibidir. Ancak yaşayan bilecek bunu. Yaşayan bilir, ondan gayrı kimse bilemez.

İnsanın insana aşkı da kudsîdir, mukaddesdir yani, mezmûm değildir, hudûdu amamak şartıyla. Çünkü herşey sevgiden doğmuşdur. Evvelâ Allah sevmiş, bu kâinâtı halk etmişdir. Hazret-i Allah, Dâvûd aleyhisselâma hitâben diyor ki Zebur'da, "Bana kendimi bildirmek sevdirildi, onun için bu mahlûkâtı halk etdim" diyor, yani "yarattım kâinâtı" diyor. 

İş muhabbetle yani aşkla kurulmuşdur, aşkla devâm eder. San'atları îcâd eden aşkdır, aya çıkmak aşkdır, insanlığa hizmet, şefkat, merhamet hep aşkın cüzleridir. Aşk olmayınca hiç bir şey olmaz. Onun için aşk kudsîdir.

Söylemekle ta'rîf olunmaz, yazmakla ifâde edilmez, yaşamak lâzımdır. Müjde olsun aşkda yaşayanlara, ne mutlu aşkda yaşayanlara.

Aşkdan bî-behre olan yani aşkı anlamayan kimse, bunları bilemez, bu mevkiye gelemez, bu dereceye yükselemez. İmkânsızdır o.

Kâinât aşk için halk olunmuşdur. Yalnız aşkdan bir mahlûk istifâde edememişdir, o da Şeytan'dır. Aşkdan bir anlamayan Şeytan vardır. O da tâlib olmuş ama Allah, aşk tâcını ona vermemişdir. O da istedi âşık olmak fakat Allah o aşk tâcını ona vermedi, Âdem'e verdi, âdemoğluna verdi. Âdem'in cennetden çıkması da aşk içindir. Zîrâ aşk, gözyaşı döktürür, kırık kalb sâhibi olur. Cennetde bu yokdur. ne kıkrık kalb sâhibi olmak var, ne mahzûniyyet, hüzün sâhibi olmak, üzüntü, keder vardır. Onun için cennetden çıkması lâzımdı aşkı tatmak için. 

Aşk için cennet-i efâli, fiil cennetini, iş cennetini terkeden, aşk ile Allah'a vâsıl olacakdır, mazhar-ı zât olacakdır yani Allah'la berâber olacakdır, zât cennetine girecekdir.

Aşk-ı Hakk'dır nisbet-i Zât-ı Hudâ-yı lem yezel

Refref-i aşka eren buldu ulâya i'tilâ

www.muzafferozak.com