Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
İlkbaharı gördün değil mi? Toprak ölüydü, sonra yeşerdi, çiçekler verdi. Dirildi yani. Bu, kıyâmetin varlığına bir remzdir, işâretdir, insanların tekrar dirileceğine bir alâmetdir. Büyük bir âyetdir. Onun için Cenâb-ı Allah Sûre-i Yâsîn'de, "اٰيَةٌ لَهُمُ الْاَرْضُ الْمَيْتَةُۚ اَحْيَيْنَاهَا وَاَخْرَجْنَا مِنْهَا حَبًّا فَمِنْهُ يَأْكُلُونَ ve âyetü'l-lehümü'l-ardu'l-meyte ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye'külûn" diyor. Yani haşrı inkâr edenlere, "Öldük, çürüdük, gitdik, bitdik artık bir daha âlem yok" diyenlere baharın zuhûrunu kıyâmetin numûnesi olarak gösteriyor. Hepimizi birer tohum farz ediniz, bizi ekecekler, sonra bizim baharımız mahşer günüdür. O gün yerden biteceğiz, dirileceğiz yani kalkacağız. herkesin nüvesi, içindeki bulunan, mündemiç, gizli olan sırrı meydana çıkacak. Kim dikendir, kim ısırgandır, kim güldür, kim karanfildir, kim domuzdur, kim maymundur. Hep biriz, tohumlar birbirine benziyorlar. İki gözü var, bir burnu var, iki eli var, iki ayağı var, konuşuyor filan. Hep bunlar bir. Ammâ hepimizin içerisinde ayrı bir amel vardır. İşte burada o amelini insan etmeyenler, orada amelleriyle zuhûr edecekler, bir hayvan şekline gireceklerdir. Muhammedîler müstesnâdır yalnız. Hazret-i Muhammed'e bende olanlar, mü'minler, müstesnâdır. Onlara ayrı bir husûsî muâmele gösterilecekdir. "Yâ ibâdî, ey benim kullarım" denildiği vakitde, işte Muhammed'e gönül verenler, onlar kıyâmet gününde huzûr-ı İzzet'e varacaklar, iltifât-ı ilâhî göreceklerdir. O vakit îmân etmeyenler, Hakk'ı bilmeyenler, bulmayanlar, olmayanlar, bilip de bulmayanlar, bulup da olmayanlar, çok nâdim olacaklar fakat iş işden geçecekdir. O vakit Muhammedîlik ne demekdir, Hazret-i Muhammed Mustafâ kimdir, O'na îmân etmenin şerefinin ne olduğunu, bütün beşer öğrenecek ama, ne faydası var, iş işden geçmişdir. Çünkü artık kâfirler ebedî nâra, mü'mninler ebedî saâdete ereceklerdir.
Ebedî saâdet bizimdir. Kim ki "Lâilâheillallah" dedi, cehennemin kapısını kapadı, "Muhammedür-Resûlullah" dedi, cennetin kapısını açdı. Ebedî saâdet ve selâmet mü'minlerindir, âkıbet müttakîlerindir. Onun için Cenâb-ı Allah Celle Celâluhû Hazretleri, bizi ittikâya davet ediyor. Yani takvâya. İşin başı takvâ. Yani bir iş yapacağın vakitde, bu işde Allah rızâsı var mıdır yok mudur meselesi. Bunu düşündüğün gün işte insan oldun, amelini insan etdin. "Şu yapacağım işde Hakk rızâsı var mıdır yok mudur?".
www.muzafferozak.com
İnsanın hüznü bile insana bahar getirmeli ki mahşerde de bahar gibi olsun.Ayette geçen mahşerde yüzleri aydınlıktır ibaresi bu baharın remzidir belki.
YanıtlaSil"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz,nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz."
Allah için dertlenmek çok büyük sòz.
Neyi düşünsem sen, neyi görsem sen.. 🌹
YanıtlaSil