Hükmetmek manâsına gelen hükm kökünden gelir, hükmedici, hüküm veren, irâdesini hâkim kılan demekdir. Cenâb-ı Hakk'a izâfe edildiğinde manâsı, kâinâtda ne varsa cümlesi hakkında tedbîrini yürüten, neyin nasıl olacağını belirleyen demek olur. Yani hiç bir şey yokdur ki Hakk'ın tayîn etdiği hududların dışına çıkabilsin, hiç bir şey yokdur ki Hakk'ın irâdesine karşı gelebilsin. Hakem'in manâsı budur işte. Aynı kökden gelen hâkim de, ki Türkçemize de girmişdir, hüküm verici demekdir ama hakemle hâkim arasında büyük bir fark vardır. Hakem, kânûnu vaz' eden zâtdır, o yüzden hükmünde gâlibdir, hâkim ise başkasının koyduğu kânûna göre hükmeder, hâkimin kânûn koyma yetkisi yokdur. Nitekim Kur`ân'da Allah kendisini "hayru'l-hâkimîn" ve "ahkemü'l-hâkimîn" olarak vasfetmişdir.
Kur`ân'da bu esmâya pek çok yerde işâret edilmişdir. Meşhûr Esmâ-i Husnâ hadîsinde de görüyoruz bu esmâyı. Hazret-i Peygamber'in hadîslerinde ve duâlarında da vardır.
Bu esmânın tecellîsini her yerde her şeyde görmek mümkündür. Meselâ bütün tabîat kânûnları bu esmânın tecellîsidir. Bütün fiillerin sebeblere bağlanması kezâ bu esmânın tezâhürüdür. Hidâyet ehlinin cennete, dalâlet ehlinin cehenneme gitmesi de kezâ bu esmânın tecellîsiyle olacakdır. Hâsılı kâinâtda ne varsa ve hangi eşyâda ne gibi bir fiil görüyorsak hepsi de bu esmânın hükmü altındadır.
Kulun bu isimden alacağı hisseye gelince. Adâletle hükmedenler, her işi yerli yerince yapanlar bu esmâdan hisse alırlar. Nefsine hâkim olanlar, Allah'ın ahkâmına göre hareket edenler kezâ bu isimden hisse alırlar. Âfâkî cihetden bakılırsa, iyi işleyen bir sistem kuranlar da bu esmâdan hisse almış olurlar. İsterse mekanik yâhud elektronik bir sistem olsun bu, isterse bir kurum yâhud organizasyon olsun, isterse devlet düzeni olsun.

🌹
YanıtlaSil