Günlük Bir Vird

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki : 

Sabahları kalkdığınız vakitde, abdestli abdestsiz...

Bir mü'mine abdestsiz gezmek yakışmaz, abdest dâimâ silahlı demekdir, bu abdestin de alınması bir nimetullahdır, Allah'ın nimetidir bize. Yoksa bizim pis gezmemizle Allah'a bir zarar erişdiremeyiz biz. Bir nimet bizim için. 

Ona binâen sabahleyin kalkdığın vakitde muhakkak Cenâb-ı Peygamber'e on bir salavât-ı şerîfe oku. Dilinin döndüğü kadar. Abdestli abdestsiz. Ama mü'min olan sabahleyin kalkar, tabii elbet ki abdestini alacak, Allah'ın vermiş olduğu bu nimetlere karşı Cenâb-ı Hakk'a, şükrânını gösterecekdir yani teşekkürünü gösterecekdir, Allah'a secde edecekdir. Ve bunu böyle yapmaya gayret edin. Zâten câmiye gelen mü'minler, Hakk rızâsını ararlara ki onların hepsinde beş vakit namaz kılmasa dahi alâmet-i îmân vardır, onların istikbâli parlakdır. Mutlakâ Cenâb-ı Hakk onları beş vakit namaz kılmak nimetine erişdirecekdir. 

Sabahleyin on bir salavât-ı şerîfe, on bir ihlâs, kulhüvallah yani, on bir ihlâs, on bir salavât, bir Fâtiha, bir Âyetelkürsî oku. Ve biraz istiğfâr et. 

Ve gene akşam evine vardığın vakitde, çoluğuna çocuğuna selâm vererek içeri gir, hânene. Bir takım beyinsizler var, kadına selâm verilmezmiş! Ehl-i beytine selâm vereceksin eve girdiğin vakitde. Ne beyinsiz adamlar var! Babasına adam selâm veremezmiş! Ne demek yâhu, Peygamber'e selâm veriyorsun da babana niye selâm vermeyesin, ne olmuş yani. Neyse, bırak o câhillerin sözlerini, hânene vardığın vakitde selâm ile içeri gir, âileni, o temiz, masûm âileni, senin iffet ırzını muhâfaza eden senin zürriyyetini ilâ yevmi'l-kıyâm devâm etdirecek olan âileni, bağrına basdıkdan sonra, selâm verirsin ve o gün yapdığın, bilerek bilmeyerek yapış olduğun günahlara istiğfâr edersin. Gene on bir ihlâs-ı şerîf, on bir salavât-ı şerîfe. Bak, gâyetle az, hepsi beş dakîka sürmez. İstersen aç saati bak. Bir Fâtiha, bir Âyetelkürsî okursun evinde. 

Bunları size tavsiye ediyoruz. Ufak şeyler bunlar fakat manâları çok büyük. Meselâ Resûl-i Ekrem diyor ki, bir duâ vardır, "Sübhânallahi ve bi hamdihî, sübhânallahi'l-azîm", "kelimetâni hafîfetâni, fî yevme'l-kıyâmeti sakîletâni". "İki hafîf kelime ama kıyâmet gününde mîzânı doldurur" diyor. "Nedir Yâ Resûlallah?" demişler, "Sübhânallahi ve bi hamdihî, sübhânallahi'l-azîm" buyurmuş. Râvîsi Ebâ Hureyre. Buhârî-i Şerîf'in en son hadîsi. Buhârî-i Şerîf'in son hadîsi. Az diye hafife alma, mutlakâ yap. 

Anlatmışdım bundan evvel, bir daha söyleyeyim. Allah mîzânı gösterdi Dâvud Peygamber'e. Dâvud Peygamber dedi, "Yâ Rabbi hangi hayırla dolar bu mîzân" dedi. Bakkal terâzisi değil. Mîzândan murâd, adâlet-i ilâhînin tecellîsinin remzidir. Dedi, "Hangi hayırla dolar?". Hakk Teâlâ buyurdu, "Bir kimse hâlisen li vechillah, bir kerre Lâilâheillallah desin, bu mîzânın bir gözüne yedi kat semâyı, ardı koyalım, bir tevhîd ağır basar" dedi Cenâb-ı Hakk. 

Sonra bir mikdar tevhîd ediniz. Lisânınızı  Lâilâheillallah'a alışdırınız. Çok güzel misâller var ama vakit dar olduğu için konuşamıyorum sizinle. Lisânınızı mutlakâ alışdırınız tevhîde. Çünkü yarın kabirde korkunç bir hâdiseyle karşılaşdığın vakitde, dilin tutulmasın. Alışkın olursan, hemen tevhîdi verirsin. Son nefesde kim tevhîd ederse, cennete gider o. Âhir kelâmı tevhîd olanın, makâmı cennet olur. Lisânı Lâilâheillallah'a alışdır ama "(kalbine işâret buyurarak) burası duysun. Lisânen söyledin kalbinde yok, münâfık olursun. Kalbinde var, lisânında yok, senin mü'min olduğunu bilmezler. Allah'ın ismi dilinde, sevgisi gönlünde olacak.

www.muzafferozak.com