Sayfalar

3 Ekim 2015 Cumartesi

Ceviz Ağacının Altında Oturan Bektâşînin Hayreti

Muzaffer Efendi Hazretleri lutfetmişlerdi : 
Bektâşî bir bostanın yanındaki koca bir ceviz ağacının altına oturmuş, dinleniyormuş. Bir ara bostandaki kabaklara ve ağacın üzerindeki cevizlere bakarak düşüncelere dalmış. Kendi kendine "Ceviz ağacı kocaman, dalları da çok kalın, halbuki meyvesi küçücük, bostandaki koca kabak ise incecik bir sapın ucunda yetişiyor. Yâ Rabbi, ne acâib işin var. Şu kabağın bu ağaçda, şu cevizin de bu otun ucunda olması gerekmez miydi?" diye düşünürken ağaçdan kafasına bir ceviz düşmüş. Bektâşî hemen, "Estağfirullah Yâ Rabbi. Maazallah kabak ağaçda yetişseydi benim hâlim nice olurdu?" demiş.
 Hem Bektâşî Fıkrası hem de Nasreddin Hoca Latîfesi olarak anlatılan bu hikâyede aklın yetersizliği herkesin anlayabileceği bir tarzda ifâde edilmişdir. Efendi Hazretleri akıldan bahsettikleri bir sohbetlerinde bu latîfeyi anlattıktan sonra bu hikâye üzerinden şu çarpıcı misâli vermişlerdi :
Cevizin nerede yetiştiğini, kabağın nereden çıktığını bilmeyen bir kimseye, bir ceviz ağacı ve kapak sapı gösterilerek yanlarına da bir ceviz ile bir de kabak konulsa ve hangisinin hangisinde yetiştiği sorulsa, o kişi, muhakkak sûretde cevizin incecik ottan, kabağın ise koca ağaçdan yetişmiş olması gerektiğini söyleyecekdir.
Akıl aldanır.

www.muzafferozak.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder