İlâhî! Her şeyi bilen sensin. Bana iftirâ ettiklerini de biliyorsun. Sen her şeye kâdirsin. Nebiyy-i Ekrem üzerine okuduğum salavât hürmetine beni bu rezâletden kurtar. Benim hiç bir şâhidim yok, şu deveye dil ver ki bana o şâhid olsun.İftirâya uğrayan o şahıs, öyle bir derûnî âh etmiş ki, rahmet-i ilâhî cûş u hurûşa gelmiş ve her şeye kâdir olan Allah, deveyi dile getirmiş. Deve şöyle demiş :
Ben bu mü'minin devesiyim, bu yahudi bu mü'mine iftirâ etmişdir, bu adamlar da yalancı şâhidlerdir.Deve bunları söyledikden sonra, müfterî yahudinin elinden kurtulup, asıl sâhibi olan mü'mine doğru gelmiş ve onun önünde diz çökmüş. Bu mu'cizevî hâdiseyi gören mü'minlerin îmânının nûru artmış. Yahudinin yalancılığı ve iftirâsı meydana çıkmış. Yalancı şâhidlik yapan münâfıklar da rezîl ve rüsvây olmuşlar.
Hazret-i Nebiyy-i Muhterem, iftirâya uğrayan o müslümâna sormuş :
Allah, seni bu belâdan kurtarmak için deveye dil verip konuşturdu. Böyle bir lutfa erişmek için sen ne gibi bir hayır işledin?O zât şu cevâbı vermiş :
Yâ Resûlallah, benim fazla bir ibâdetim, büyük büyük hayırlarım yok ancak ben her gece size on defa salât okumadan yatmam.Resûl-i Ekrem Efendimiz şu büyük müjdeyi vermiş :
Okuduğun salavât hürmetine, bu dünyâda elini kesilmekden kurtaran Allah, âhiretde de seni cehennem azâbından kurtaracakdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder