İNÂYET
Nâçiz bir ümmetinim
İnâyet Yâ Resûlallah
Muhtâc-ı himmnetinim
İnâyet Yâ Resûlallah
Zâlimlerden bîzârım
Dinmedi âh ü zârım
Dergehinde nazarım
İnâyet Yâ Resûlallah
Gamdan âzâd olmadım
Bir gün olsun gülmedim
Dostdan vefâ bulmadım
İnâyet Yâ Resûlallah
Yetîın kaldım babadan
Mahrûm oldum anadan
Kurtulmadım belâdan
İnâyet Yâ Resûlallah
Yetîmdim öksüz kaldım
Aç kaldım susuz kaldım
Bugün kimsesiz kaldım
İnâyet Yâ Resûlallah
Bu derd ile âvâre
Yürek serâpâ yâre
Fırsat verme ağyâre
İnâyet Yâ Resûlallah
Dostum oldu düşmânım
Doğduğuma pişmânım
Hased dolu her yanım
İnâyet Yâ Resûlallah
Nâmerde muhtâc etme
Irzımı târâc etme
Kapından ihrâc etme
İnâyet Yâ Resûlallah
Kapından kovma beni
Şefî'im tutdum seni
Mahrûm etme bendeni
İnâyet Yâ Resûlallah
Kapın Hakk'ın kapısı
Nûrdur anın yapısı
Mürüvvetdir yapısı
İnâyet Yâ Resûlallah
Göster mübârek yüzün
Nûra garkolsun özüm
Ravzana döndüm yüzüm
İnâyet Yâ Resûlallah
Kul Aşkî'ye imdâd et
Mahzûn gönlünü şâd et
Lutfun ile âbâd et
İnâyet Yâ Resûlallah
Es-Seyyid Eş-Şeyh
Muzafferüddîn Aşkiyyü'l-Cerrâhiyyü'l-Halvetî
ÎZÂH
Efendi Hazretleri, bu nutkunu, görünüşde dost ama hakîkatde menfaat peşinde koşan, samîmiyyetsiz, vefâsız, işi gücü eziyet ve cefâ olan kişilerin ezâ ve cefâları sebebiyle yazmışdır. Efendi Hazretleri gibi büyük insanların etrâfında çok adam toplanır ama bunların büyük bir kısmı samîmî değildir, hep bir menfaat peşindedir. Kimi para-pul, kimi şan-şöhret, kimisi de makâm-mevki peşindedir. İhlaslı olan kişiler pek ama pek azdır. Büyük mürşidler samîmiyetsizliklerini bilseler dahî gelene git demezler, kendilerine yapılan ezâ ve cefâya hep tahammül ederler. Çok daraldıklarında ise, kimseye şikâyet etmeyip sadece Allah'dan yardım diler, sâhib-i şefâ'at, melce-i fukarâ ve enîs-i du'afâ olan Resûl-i Kibiryâ'ya ilticâ eder, O'ndan istişfâ ve istimdâd ederler. Efendi Hazretlerinin buna benzer bir nutk-i şerîfini de şu bağlantıdan okuyabilirsiniz. Efendi Hazretlerinin bu ve benzeri nutk-i şerîflerini niçin yazdığını "Sadâkat ve İhanet" başlıklı yazımızda uzun uzun beyân etmişdik.
ÎZÂH
Efendi Hazretleri, bu nutkunu, görünüşde dost ama hakîkatde menfaat peşinde koşan, samîmiyyetsiz, vefâsız, işi gücü eziyet ve cefâ olan kişilerin ezâ ve cefâları sebebiyle yazmışdır. Efendi Hazretleri gibi büyük insanların etrâfında çok adam toplanır ama bunların büyük bir kısmı samîmî değildir, hep bir menfaat peşindedir. Kimi para-pul, kimi şan-şöhret, kimisi de makâm-mevki peşindedir. İhlaslı olan kişiler pek ama pek azdır. Büyük mürşidler samîmiyetsizliklerini bilseler dahî gelene git demezler, kendilerine yapılan ezâ ve cefâya hep tahammül ederler. Çok daraldıklarında ise, kimseye şikâyet etmeyip sadece Allah'dan yardım diler, sâhib-i şefâ'at, melce-i fukarâ ve enîs-i du'afâ olan Resûl-i Kibiryâ'ya ilticâ eder, O'ndan istişfâ ve istimdâd ederler. Efendi Hazretlerinin buna benzer bir nutk-i şerîfini de şu bağlantıdan okuyabilirsiniz. Efendi Hazretlerinin bu ve benzeri nutk-i şerîflerini niçin yazdığını "Sadâkat ve İhanet" başlıklı yazımızda uzun uzun beyân etmişdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder