Geldi ele yine şikâr
Ramazan oldu nevbahâr
Va'd olundu mü'minlere
Nasîb ola Dârü'l-karâr
Hakk’ın bize ihsânısın
Hem ayların sultânısın
Sen bir se'âdet kânısın
Şehr-i Ramazân merhabâ
Hiç bakınma sağa sola
Gel gidelim doğru yola
Kim ki bu ay sâim ola
Cennet-i a'lâyı bula
Sofranda fakîr olsun
Tabağı çukur olsun
Karnı doydukdan sonra
Duâyı okur olsun
Ne uyursun ne uyursun
Bu uykuda ne bulursun
Al abdesti kıl namâzı
Cennet-i a'lâyı bulursun
Gel zaman git zaman, sonradan davullar bu işden hiç anlamayan bir takım insanların eline geçince, sahur davulu bir zevk ve ramazana mahsûs güzel bir renk olmakdan çıkıp tam bir işkence ve ızdırab hâline geldi. Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri bu son dönemdeki davulcuları kasdederek buyurmuşlardı ki :
Eskiden gece sahur davulu vurulurdu, insan yerinden hoplayarak, oynayarak kalkardı. Zevk ile. Niye? Bir makâm ifâde ederdi. İnsan bir neşe verirdi. Şimdi yaban avı ürkütüyor gibi, dangıdı dangıdı dangıdı, yaban avı ürkütüyorlar gâlibâ, yaban avına çıkdılar, sürek avına.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder