Sayfalar

14 Ekim 2019 Pazartesi

"Lâ Mevcûde İllallah/Allah'dan Başka Bir Şey Yokdur" Sözü Ne Manâya Gelir?

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri ile tasavvuf hakkında yapılan bir mülâkâtda, kendisine şöyle bir soru yönetilmişdi :
Sôfîler, "Allah'dan başka bir şey yokdur" demekle yaradan ile yaradılan arasındaki farkı ortadan kaldırıyorlar. Bu Kur`ân'a aykırı değil midir? 
Muzaffer Efendi Hazretleri "Hayır, hiç aykırı değildir" buyurdular ve mes'eleyi şöyle îzâh ettiler :
Bütün mevcûdât "minallah-ilallah"dır yani Allah'dan gelmişdir, Allah'da yok olacakdır. Böyle olunca, "Lâ mevcûde illâ hû" demek, "Her şey arazî ve fânîdir ancak Allah vardır" demekdir. Yoksa mevcûdât Hakk'la bir değildir, birisi Hâlik, birisi mahlûkdur. Hâlik ile mahlûk arasında çok fark vardır. Yalnız şu vardır ki, a'mâl-i sâliha icrâ edenler ve îmân ile göçenler cennetde, küfür üzere göçenler de cehennemde ebedîdirler. Hakk da ebedîdir. Böyle olunca ne oluyor? Biz Hakk'la berâber oluyoruz ve Hakk'la ebedî kalıyoruz. "Nahnü ezeliyyün ve ebediyyün" yani hem ezelde Hakk'la berâberiz çünkü Hakk'dan zâhir olduk ve nihâyetde de Hakk'a rücû' ediyoruz yani mevcûdât yine Hakk'la berâber ezelî oluyor. Eğer mü'minlere cennet va'dolunmuş ve cennet ebedî ise, kâfirlere de cehennem va'îd olunmuş ve cehennem ebedî ise, o zaman ne oluyor? Cenâb-ı Hakk'la ebedde birleşiyoruz. "Hakk'dan gayrı bir şey yok" demek, "Cenâb-ı Hakk istediği vakitde bunu yok eder, ancak Allah vardır" demekdir.
 Firkat-i yârden yanarsın vuslatı arzû edüp
Sırr-ı "lâ-mevcûde"yi tevhîd ile işhâda gel
Hep kemâlât-ı bekâya sa'y edüp rûz u leyâl
Va'd-i ferdâya eriş muhtâr iken dünyâda gel

1 yorum: