Sayfalar

24 Kasım 2019 Pazar

Bütün Mü'minler Kardeşdir

Kâlallahu te'âla fî kitâbihi'l-azîz.
Eûzübillahimineşşeytânirracîm.
Bismillahirrahmânirrahîm.
İnneme'l-mü'minûne ihvetün fe aslihû beyne ehaveyküm vettekullahe le'alleküm türhamûn.
Sadakallahü'l-'azîm.
Yerin göğün sâhibi, bilinen ve bilinmeyen âlemlerin mâliki olan Allah, ahkâmı eskimeyecek olan, dâimâ genç ve dinç ve hasmını tepeleyen Kitâb-ı Kerîminde, bütün mü'minler yani lâilâheillallah diyerek Allah'ı tevhîd eden ve kalbleriyle Hakk'ın varlığını ve birliğini tasdîk eyleyen, cümle peygamberlere îmân eyleyip, Allah'ın habîbi olan Muhammed aleyhissalâtü vesselâma îmân eyleyip, Resûl-i Ekrem'i her şeyinden ziyâde severek îmânını kemâle erdiren mü'minler. Allah Kitâb-ı Kerîm'inde buyuruyor ki, bütün müslümanlar kardeşdir, bütün mü'minler kardeşdir. Renk, ırk, lisân, sıhhat, zenginlik, fakirlik mezûbahis değildir. Bütün mü'minler birbirinin kardeşidir. 
Yine aynı sûrenin diğer bir âyetinde, esteîzübillah, "يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواۜ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ yâ eyyühennâsü innâ halaknâküm min zekerin ve ünsâ ve ce'alnâküm şu'ûben ve kabâile li te'ârefû, inne ekremeküm indallahi etkâküm". Ey insanoğulları! Sizi bir kadınla bir erkeğin ictimâından halk eyledik. Sizi kabîle kabîle, şube şube ayırdık, tanınıp bilinesiniz diye. Ama hiç bir kabîlenin diğer bir kabîleye, hiç bir milletin diğer bir millete, bir kimsenin diğer bir kimseye hiç bir efdaliyyeti yokdur, üstünlük ancak takvâ iledir yani Allah korkusuyladır. "اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ İnne ekremeküm inadallahi etkâküm". Allah indinde en kerîminiz Allah'dan korkandır. 
Allahu Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleri bu âyeti böyle inzâl ettiği gibi, Resûl-i Ekrem de bunu kendi fiili ile göstermişdir. Bundan bin dört yüz sene evvel, Medîne'ye bir siyâhî olan Bilâl-i Habeşî'yi vâli tayin etmişdir. 
Öyleyse şöyle bir düşünelim. Demek ki, Allah indinde en kerîmimiz Allah'dan korkandır ve Allah'ı sevendir ve O'na itâat edendir, Allah'ın emirlerine boyun koyandır, Allah'ın emirlerini Allah'ı severek icrâ edendir, Allah aşkıyla gözyaşı dökendir. Çünkü o gözyaşları yani aşk ile dökülen gözyaşları cehennemin ateşini söndürür. Cehennemin ateşini denizlerin suları, nehirlerin suları söndürmez, Allah aşkı ile dökülen gözyaşı söndürür.
Bu beyânât, Efendi Hazretlerinin ABD'ndeki bir hutbesinden alınmışdır. Bilindiği gibi, orada yakın zamana kadar siyâhîler, sırf renklerinden ötürü, ikinci sınıf insan muamelesi görmüş, itilmiş-kakılmış, beyazlarla aynı haklara sâhib olamamışlardır. Vaktiyle bir takım insanların sırf renklerinden ötürü diğer insanları hakîr görüp aşağılaması bugün ayıplanmakdaysa da insanların birbirlerine üstünlük taslamaları aynen devam etmekdedir. Tek fark şudur ki siyâhîlerin yerlerini başkaları almışdır. olmasıdır. Yani özde değişen bir şey yokdur, değişen yalnızca görünüşdür. En acı olan da, bu gibi aşağılamaların müslümanlar tarafından yapılması, hem de müslümanlara karşı yapılmasıdır. 


Cümle insân bir babadan bir anadan oldular
Pes yine birbirine hıkd ü hased etmek neden




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder