Sayfalar

2 Nisan 2021 Cuma

Besmeledeki Esmâ Tertîbi Neye İşâretdir?

Malûm ya, besmelede, esmâ-yı ilâhîden üç isim peşpeşe gelmişdir : Allah, Rahmân ve Rahîm. Acaba niçin önce lafzatullah, sonra Rahmân, sonra Rahîm isimleri zikredilmişdir? Yâhud besmele niçin yalnız lafzatullahdan ibâret olmamış yani "bismillah" denilmemiş? Ya da niçin "bismillahirrahmân" denilmemiş? Malûm ya Rahmân ismi, Allah isminden sonra en şumüllü isimdir, Rahîm'i de içine alır. Bu tertîbde hakîkaten çok büyük hikmetler vardır. Bunlardan birini zikredelim :

Bu üç isimden ilki zât mertebesine, ikincisi sıfât mertebesine üçüncüsü ef'âl mertebesine işâret eder. Allah ismi, ism-i zâtdır, diğer bütün isimleri içine alır. Zât mertebesi gayb mertebesidir. Nitekim bu mertebeye gaybü'l-guyûb denilmişdir. Çünkü zâtullahı idrâk muhâldir. Rahmân, Cenâb-ı Hakk'ın sıfatlarıyla tecellî eyleyip kendisini izhâr eylediği ilk mertebedir ki buna taayyün-i evvel de denir. Bu da idrâki zor bir mertebedir. Zîrâ bu mertebede henüz mülk âlemi zâhir olmamışdır. Rahîm ismi ise, ef'âl mertebesine tekâbül eder ki, bu da, bizim kısmen de olsa idrâk edebildiğimiz mülk âlemine karşılık düşer.

Meşrû işlerde besmele çekilmesinin bir hikmeti de bu mertebelerle alâkalıdır. Besmele çeken kişi, önce Allah lafzını zikretmekle, yapacağı işin, ancak Cenâb-ı Hakk'ın irâdesi ile tahakkuk edebileceğini, eğer irâde-i ilâhî olmazsa o işin gerçekleşmeyeceğini zımnen ifâde etmiş olur. Bilindiği gibi irâde, zâta mahsûsdur. Kişi, Rahmân ismini zikretmekle, o işin sıfat-ı ilâhîden bir sıfatın tecellîsi ile zâhir olacağını beyân etmiş olur ki bu şu ma'nâya gelir, "Yâ Rabbi, benim niyet ettiğim bu iş ancak senin kudretinle, kuvvetinle meydana gelebilir". Kişi, Rahîm ismini zikretmekle, o işin görünüşde kendi fiili olsa da hakîkatde Cenâb-ı Hakk'ın fiili olduğunu beyân etmiş olur. Zîrâ "lâ fâile ilallah"dır yani Hakk'dan gayrı bir fâil yokdur. 

Özetleyecek olursak, besmele ile işe başlayan kişi, o işin ancak Hakk'ın irâdesiyle, Hakk'ın kudretiyle ve Hakk'ın yaratmasıyla meydana geleceğini ilan etmiş olur ki besmelenin büyüklüğü de bundan ileri gelir. Yani besmele çeken kişi, "Bende irâde yok, bende kuvvet ve kudret de yok, ortaya çıkacak olan fiil dahi benim değil, hepsi Allah'ın" demiş olur ki bu, hiç şübhe yok ki, tevhîdin hasıdır. Kur`ân-ı Kerîm'e besmele ile başlanmasının hikmeti de budur.

Pür kâr bismillâhirrahmânirrahîm
Her kâr bismillâhirrahmânirrahîm
Zât u sıfat esmâ vü ef'âl câmi'i
Etvâr-ı bismillâhirrahmânirrahîm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder