Sayfalar

24 Nisan 2021 Cumartesi

Güllaç


Milletimize mahsûs tatlılardan biri de güllaçdır. Güllacın târihi tâ 13. asra kadar gider. Eskiden varak tabir edilen güllaç yaprakları, nişastanın su ile karıştırılmasıyla meydana getirilen hamurun sıcak saca dökülmesiyle elde edilir. Güllaç yapraklarını hazırlamak ustalık gerektirir. Zîrâ fazla ince olursa dağılır, fazla kalın olursa güllaç lapa olur. Eskiden buğday nişastası kullanılırmış, şimdi mısır nişastası ile yapılıyor. Eskiden hamuruna yumurta akı da katılırmış. 

Aslında basit bir halk tatlısı olan güllaç o derece revaç bulmuşdur ki, saray mutfağına dahi girmişdir. Tabii sarayda hazırlanan güllacın malzemesi oldukça zengindir. Saray güllacına gül suyu, misk, kaymak, şam fıstığı ve badem de katılırmış.

Bugün artık güllaç yaprakları hazır alındığı için, güllaç hazırlamak çok kolay bir iş hâline gelmişdir. İçine şeker karıştırılmış ılık sütü yaprakların üstüne döküp aralarına zevkinize göre ya ceviz yâhud badem yâhud fıstık serpiştirmek sûretiyle siz de kolayca güllaç tatlısı yapabilirsiniz. Dilerseniz sütün içine bir mikdar gül suyu da koyabilirsiniz.

Güllaç, hem hafif hem de besin değeri yüksek bir tatlı olması sebebiyle Ramazân-ı Şerîf için de gâyet münâsibdir. Hazmı kolay bir tatlı olduğundan iftardan sonra da rahatlıkla yenebilir.

Tûşe-i cândır gıdâ-yı ehl-i devletdir gülâc
Râhatü'l-ervâh u miftâh-ı tabîatdır gülâc

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder