Sayfalar

18 Nisan 2021 Pazar

Ramazân Bütün Günahları Temizler Yalnız Kul Hakları Müstesnâdır

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Cenâb-ı Hakk'a inanarak ve tutduğumuz oruca O'nun vereceği sevâba i'timâd ederek ve i'tikâd-ı tâmm ile oruç tutacak olursak, Peygamberimiz bize şu müjdeyi veriyor, Ramazân'a hürmet edenler, bayram sabahı analarından doğduğu gibi tertemiz olacaklardır. Yalnız kul hakkı müstesnâdır. Aldınsa vereceksin, zulmetdinse o kimsenin rızâsını alacaksın. Bu velev ki hayvan olsun, velev ki kâfir olsun, velev ki mü'min olsun, mutlakâ hakla âhirete gitme. Şehîd dahi olsan, Allah yolunda şehîd dahi olsan, üzerinde kul hakkı varsa, yakayı azâbdan kurtaramazsın, şehîd olduğun hâlde. Mutlakâ kul hakkına çok riâyet etmek lâzımdır. Allah bunu emrediyor bizlere. Hak ve hukûka çok riâyet etmek her mü'minin boynunun borcudur. Çok çok çok çok riâyet etmek lâzım. Velev ki bir habbe olsun. Velev ki bir zerre olsun. 
Manevî, maddî haklar vardır, her ikisi de böyledir. Bir kimsenin aleyhinde konuşman, onun hakkını gasbetmiş olursun. Malını alır vermezsen gene hakkını gasbetmiş olursun. Biri maddî hak, biri manevî hakdır. Mutlaka kendini görüp, kendinden rızâ alman şartdır. Ondan sonra Cenâb-ı Hakk'a rücû' eder, Allah'a tövbe istiğfâr eder Cenâb-ı Hakk'ın mağfiretini beklersin. Haklar yerine kazâ olmayınca yapılan duâlar müsetcâb olmaz. Yani alnın secdede çürüse, dizlerin devenin dizleri gibi nasır tutsa ibâdetde, mutlakâ hak sâhibi hakkını alacakdır. Bunu hiç hatırından çıkarma. Meğer ki Cenâb-ı Hakk'a çok yaklaş, çok ibâdet ve tâat et, hak sâhiblerini de bulama, göreme, bulama, o vakit Cenâb-ı Hakk kıyâmet gününde o hak sâhibini, senden râzı olduğu için, taraf-ı ilâhîden vereceği mükâfât ile onun rızâsını alır, senden râzı eder. Yoksa ve illâ hak sâhiblerine mutlakâ hakkını vermek lâzımdır. Velev ki bir habbe olsun, dediğim gibi.
Hani şöyle bir misâlle söyleyeyim ben sana ki kafamıza girsin söyleyeceğimiz söz. Çünkü ciddî mevzular insanın kafasından çıkar, hikâyeyle olursa, o vakit kafaya yerleşir.

Hazret-i Îsâ aleyhisselâm gidiyormuş, Cenâb-ı Hakk emr ü fermân buyurdu kendisine, "Yâ Îsâ, o kabre kum bi iznillah de, duâ et, şu kabrin ehlini sana kaldıracağım, kendisiyle konuş" dedi. Hazret-i Îsâ duâ buyurdu, kabir şakk oldu, ilkbaharda ölü ardı dirilten Allah, o meyyiti diriltdi, kaldırdı. Hazret-i Îsâ sordu ona, Allahu Teâlâ'nın emriyle, "Ne iş yapardın dünyâda?" dedi. "Yevmin cedîd rızkın cedîd geçinir idim". "Ahretdeki durumun ne?", "Azâbdayım" dedi. "Ne sebebe binâen azâba giriftâr oldun?" dedi. Dedi ki, "Ben odun taşırdım, hammaldım, taşıdığım odundan bir kürdan kopardım, mal sâhibine haber vermeden, onu kullandım ve atdım. Ondan dolayı Allah beni azâba müstehak kıldı" dedi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder