Sayfalar

1 Mayıs 2021 Cumartesi

Kahramanlık Numûnesi İmâm-ı Ali Kerremallahu Vecheh

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Peygamberimizin hicretinden bahsederlerken buyurdular ki :

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem, Mekke-i Mükerreme'den Medîne-i Münevvere'ye hicret etdiği vakitde, emr-i ilâhî ile...Sakın ha, böyle "Resûl-i Ekrem korkdu, kaçdı" filan deme, küfürdür. Allah Kur`ân'da şöyle ilân etmiş, "اَلَّذ۪ينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللّٰهِ وَيَخْشَوْنَهُ وَلَا يَخْشَوْنَ اَحَدًا اِلَّا اللّٰهَۜ ellezîne yübelligûne risâlâtillahi ve yahşevehû velâ yahşevne ehaden illallah". "Benim kitâbımı tebliğ eden o Peygamber ki, o, kimseden korkmaz, benden başka" diyor Hazret-i Allah. 

Bırak sen Peygamber'i, Allah'dan korkan mü'min kimseden korkmaz. Allah erkeği tarif ediyor çünkü, diyor ki, "Ben erkek şuna derim ki, onu benim zikrimden hiç bir şey men etmez, benden başka da kimseden korkmaz" diyor Hazret-i Allah. Bırak Peygamber-i zî-şânı. 

Hani bazı kitâblarda okudum ben, Peygamber korkmuş da kaçmış da bilmem ne. Kaçmak filan yok. Resûl-i Ekrem, Peygamberimiz, Allah'ın sevgilisi Peygamberimiz, ne yapdıysa Allah'ın vahyi ile yapmışdır. "وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوٰىۜ vemâ yentiku 'ani'l-hevâ", hiç bir sözü, hiç bir işi kendi kendine yapılmamışdır, hepsini Allah söyletmiş, Allah yapdırmışdır Peygamber'e. 

Onun için Medîne-i Münevvere'ye emr-i ilâhî ile çıkdılar. Orada büyük bir kahramanlık var, söyleyelim mi? Söyleyelim ya. Çok mühim değil mi? Dünyâda hiç eşi emsâli görülmemiş bir kahramanlık var. 

O akşam da Peygamber'e sûikasd yapacaklardı, etrâfını çevirdiler, her kabîleden bir yiğit topladılar, küffâr-ı hâkisâr. Dar görüşleriyle Resûl'ü söndürecekler, Allah'ın nûrunu. Ona imkân var mı? Ahmak! Sen üflüyorsun söndürmek için Allah onu parlatıyor. Kıyâmet gününe kadar böyle olacak. Sen İslâm'dan çıkdım diye hiç sevinme! Senin yerine birini kaydederler. Kim lâyıksa onu alırlar, kim lâyık değilse atarlar dışarıya. Bu Allah dîni bu! Yerin göğün sâhibinin, bilinen bilinmeyen âlemlerin mâlikinin dîni bu! Sen de o dînin sâlikisin elhamdülillah. 

Efendimiz emr-i ilâhî ile çıkarken, İmâm-ı Ali'ye dedi ki, "Yâ Ali benim yatağıma yat". Ve yatdı İmâm-ı Ali. Düşman bekliyor dışarda. Resûl aleyhisselâm uyuyacak, onlar içeri girip Peygamber'e sûikasd yapacaklar. Cenâb-ı Peygamber'e Allah emretdi, "وَجَعَلْنَا مِن بَيْنِ أَيْدِيهِمْ سَدًّا وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدًّا فَأَغْشَيْنَاهُمْ فَهُمْ لاَ يُبْصِرُونَ ve ce'alnâ min beyni eydîhim sedden ve min halfihim sedden fe ağşeynâhüm fehüm lâ yubsirûn". Bu âyeti okudu Peygamber, bir avuç toprağın üzerine, ve düşmanın üzerine atdı. Kâfirler bakar-kör oldular. Malûm ya efendiler! İş bakmakda değil, görmekde. Bakarsın da Allah göstermezse göremezsin. Çıkdı Peygamber, gitdi.

Dikkat buyrun efendiler! Hazret-i Mûsâ kelîmullah diyor ki, "Yâ Rabbi, beni gönderiyorsun Firavuna'a, beni öldürür Firavun" diyor. Peygamberken bak! Kelîm, kelîm, Mûsâ kelîm. Beni Firavun'a gönderiyorsun yâ Rabbi, beni öldürür Firavun" diyor. Hazret-i Ali demiyor ki, "Yâ Resûlallah, her taraf sarılmış, bekliyorlar, sen beni, yerine koyuyorsun ama, beni parçalayacaklar" demiyor, "Peki Yâ Resûlallah" diyor. Düşününüz. Eh, insan bedâva da Allah'ın arslanı olmaz doğrusu. Esedullah diyorlar ya, Allah'ın arslanı diye. Numûne, kahramanlık numûnesi, fazîlet numûnesi, İmâm-ı Ali kerremallahu vecheh. Hiç itiraz yok, Resûlullah'ın yerine yatmış, üzerine abasını çekmiş. Bir de içeri girdi kâfirler bakdılar ki, İmâm-ı Ali. Hepsi çekildiler kenara.
Zülfikâr-ı tîz ile sâhib-kıransın yâ Alî
Şâh-ı merdân Şîr-i Yezdân kahramânsın yâ Alî
www.muzafferozak.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder