Sayfalar

10 Mart 2022 Perşembe

Eş-Şakâiku'n-Nu‘mâniyye - Taşköprülüzâde Ahmed Efendi

Eserin tam adı eş-Şakâiku'n-Nu'mâniyye fî 'Ulemâi'd-Devleti'l-'Osmâniyye'dir. Taşköprülüzâde Ahmed Efendi bu büyük eserinde Osmanlı Devletinin kuruluşundan Kânûnî devrine kadar gelen büyük âlimlerin ve âriflerin biyografilerini biraraya getirmişdir. Eserin telifi 1558 senesinde tamamlanmışdır.

Eserin aslı Arapçadır. İsmi de çok enteresandır. Zîrâ şekâik-i nu'mân pek güzel bir çiçeğin adıdır. Ama aynı zamanda Nu'mân lafzında İmâm-ı A'zam Hazretlerine de bir telmih vardır. 

Eserin ilk tercümesi henüz müellif hayatda iken yapılmış, sonradan da defalarca Türkçeye  tercüme edilmiş, Arap harfleriyle de bir kaç kere yayınlanmışdır. Eserin yazma nüshaları da pek çokdur. Zaman içinde bu kıymetli esere pek çok zeyller yapılmış yani eser pek çok defa güncellenmişdir. Bu zeyller 20. asra kadar gelmiş ve bir Şekâik Külliyâtı ortaya çıkmışdır.

Bu bir tabakat kitâbı olduğu için, müellif eserini tabakalara ayırmış, her tabakayı bir pâdişaha isnâd ederek, on pâdişah için on tabakada beş yüz civarında âlim ve ârife yer vermişdir. Kronolojk sıralama gereği tabakaların pâdişahların saltanat yıllarına göre tanzîm edilmesinde şaşılacak bir şey yok. Ancak burada başka bir incelik daha var. Müellif böyle yapmakla âdeta şöyle demişdir, "Osmanlı pâdişahların ilme ve âlime verdikleri değer çok büyükdür. Onların teşvîkleri, takdirleri olmasaydı ne bu âlimler ortaya çıkar ne de bu eserler verilirdi". Bu sûretle pâdişahlara bir nevi teşekkürünü sunmuş ve kadirşinaslık göstermişdir.

Tabii bu eserde bütün âlimler ve bütün ârifler bildirilmiş değildir. Eserde zikredilen zevât, her devirde öne çıkan, meşhûr olan zevâtdır.

Fakîr'deki nüsha, Muharrem Tan tarafından hazırlanan ve İz Yayınları tarafından yayınlanan minyatürlü bir nüsha. Osmanlı Bilginleri başlığı ile yapılan bu yayında Muhtesibzâde Mehmed Hâkî Efendi tarafından yapılan tercümesinin Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphânesi nüshasında bulunan minyatürlere de yer verilmişdir. Bu nüshadaki minyatürler saray nakkaşlarından Nakşî Ahmed tarafından yapılmışdır. Eserin baskı kalitesi güzel, minyatürlerle esere ayrı bir güzellik atmış ama maalesef tercüme için aynı şeyi söylemek mümkün dil. Çok yavan, lezzetsiz bir dil kullanılmış.

Bu eser defalarca tercüme edilmişdir demişdik. İşte o tercümelerden biri de Amasyalı İbrâhim Efendi'nindir ve bu eser Yazma Eserler Kurumu tarafından yayınlanmışdır. İşin güzel tarafı bu yayına zahmetsiz ve ücretsiz olarak erişme imkânı da var. Eseri şu bağlantıdan indirebilirsiniz.

Diğer bir tercüme Habîbî Ahmed Efendi'nindir. "ed-Devhatü'l-İrfâniyye fî Ravzati 'Ulemâi'l-Osmâniyye" başlıklı bu tercüme de yine Yazma Eserler Kurumu tarafından yayınlanmışdır ve erişime açıkdır. Dileyenler şu bağlantıdan bu esere ulaşabilir.

Bu tercümlerin bir güzelliği de Türkçesi yani dilinin güzelliği. 16.asır Türkçesi ile yazılan eserler hem sâde bir dille hem de akıcı bir uslûbla yazılmış. Bu da okuyucuya ayrı bir zevk veriyor. Habîbî Ahmed Efendi'nin tercümesinde bir çok manzûm kısımlar da var. Bu da eserin edebî kıymetini artıran bir unsur.

Eserin diğer bir tercümesi de yakın zaman önce Prof. Muhammet Hekimoğlu tarafından yapılmışdır. Bu tercüme eserin Arapça metni ile ile birlikde yayınlanmışdır. Yazma Eserler Kurumu tarafından neşredilen bu esere de şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Bu eser, ilk Osmanlı pâdişahlarının ilme ve âlime ne kadar kıymet verdiğini, ilmi teşvîk için ne büyük hizmetlerde bulunduklarını göstermesi itibarıyla büyük bir ibret levhasıdır. Osmanlı Devletinin onca rekâbete rağmen nasıl olup da kısa zamanda koca bir imparatorluk hâline geldiğini ve yine asırlar boyu nasıl ayakda kaldığını anlamak isteyenlerin bu eseri bu gözle okumasını tavsiye ederim.

Açılsa bâb-ı 'irfān-ı hakâik
Olur zâhir ma'ârif çün şakâik
Açılır gül gibi evrâk-ı esrâr
Ṣaçılır dürr gibi 'irfān u envâr
Açılır kalb dergâhına bir yol
Cevâhir sözlerini neşr ider ol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder