Gençliğimde, meyvanın bol zamanında bir gece birkaç genç birlikte oturmuşduk. Yüzlerimiz gül gibi tâze, bülbüller gibi şakıyorduk. Utanmayı kaldırmış, gürültümüzle mahalleyi doldurmuşduk. Yanıbaşımızda gün görmüş bir ihtiyar oturuyordu. Feleğin cevriyle saçının gecesi gündüz olmuşdu. Bizim dudaklarımız fıstık gibi güldüğü halde, onun dudağı fındık gibi kapalı idi. İçimizden bir genç, ihtiyarın yanına gitdi ve ona dedi ki, "Babacığım, başını gam yakasından kaldır. Gel, gençlerin meclisine, bizimle gez, biraz neşelen". Çok yaş yaşamış ihtiyar, yavaşça başını kaldırdı, hakîmâne bir edâ ile şöyle dedi : "Gül bahçesinde sabâ yeli esdiği zaman salınmak, genç ağaçlara yaraşır. Ekin kısmı, yeşil ve tâze iken salınır, sarardı mı kırılır. İlkbaharda kokulu söğüt yapraklanır, fakat kocamış ağaç kurumuş yapraklarını döker. Bana artık gençlerle gezip tozmak yaraşmaz. Çünkü yanağında ihtiyarlık sabahı belirmişdir. Ayağı bağlı doğanım evvelce uslu uslu dururken, şimdi ayağındaki ipi koparmak istiyor. Bu sofra şimdi sizindir, mübârek olsun. Biz artık yaşamakdan el yuduk. Başa ihtiyarlık tozu çökünce, artık gençlikdeki zevk ve neşeyi bekleme. Benim kuzgun kanadıma kar yağdı. Artık bana bülbül gibi bahçe temâşâsı yakışmaz. Güzellik sâhibi tavus salına salına gezebilir fakat kanadı kopmuş, yolunmuş doğandan ne beklersin? Benim ekinim kemâle erdi, biçilme vakti geldi çatdı. Sizin ise ekininiz yeni yeşeriyor. Bizim gülistânımızın tâzeliği çokdan geçdi. Solan güllerden kim demet yapar? Şimdi ben değneğe dayanıyorum. Artık hayâta dayanmak benim için hatâdır. Bir ayak üzerinde seksen defa sıçramak gençlere mahsûsdur. Zavallı ihtiyarlar elleriyle destek almadan oturdukları yerden kalkamazlar. Bakınız, yüzümün kızıl gülü sarı altın olmuşdur. Güneş sararınca batması yakın demekdir. Çocukların büyüklüğe yeltenmesi, ihtiyarların gençliğe özenmesinden daha çirkindir. Bana çocuklar gibi yaşamak değil, günahlarımdan utanarak çocuklar gibi ağlamak yakışır. Lokman ne güzel söylemişdir, hiç yaşamamak, yıllarca hatâ içinde yaşamakdan daha iyidir. Kârı, sermayeyi elden çıkarmakdansa, dükkânın kapısını sabahdan kapamak daha hayırlıdır. Gencin saçı ağarıncaya kadar, zavallı ihtiyarın ak saçları onu mezara götürür".
Sayfalar
▼
10 Kasım 2024 Pazar
Âh Gençlik Âh
Şeyh Sadi Hazretleri anlatıyor :
“Eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.”
YanıtlaSilHadis-i Şerif