Büyük velî Zünnûn-ı Mısrî Hazretlerine sormuşlar, "Allah yolunda kardeşliğin alâmeti nedir?" demişler, buyurmuş ki :
Üç şeydir. Safâ, teâvün ve vefâ. Safâ, dîndedir. Teâvün, paylaşmadadır. Vefâ ise belâdadır.
Burada safâdan murâd, katışıksız bir muhabbetdir, yani Allah için sevmekdir. Teâvünden murâd, yardımlaşma yani arkadaşının ihtiyâcı ne ise onu gidermek, ekmeğini bölüşmek, kendinde olanı arkadaşına ikrâm etmekdir. Vefâdan murâd ise, en zor zamanda bile arkadaşını terketmemek, onun yanında olmakdır.
Zunnûn-ı Mısrî Hazretleri buyurmuşlar ki :
Allah için sevmenin alâmeti üçdür. Birincisi, seve seve cömertçe vermek. İkincisi, özündeki cömertlikden dolayı, kardeşinin arzusunu kendi arzusuna tercîh etmesi. Üçüncüsü, aralarındaki kardeşlik bağından dolayı, sevgide ve nefretde ortaklık.
Yine şöyle buyurmuş Hazret-i Şeyh :
Allahu Teâlâ ile dostluğun, O'na itâat, halkla dostluğun, samîmiyyet, nefsinle olan arkadaşlığın, muhâlefet, Şeytan'la olan münâsebetin ise, ancak ona düşmanlık üzerine olmalı.
Birisi sormuş Hazret'e, "Kiminle arkadaşlık edeyim" demiş. Zünnûn ona şu cevâbı vermiş :
Hastalandığında, seni ziyâret eden ve günah işlediğinde, tevbe etmende sana yardımcı olan kimseyle arkadaşlık yap.
Yine şöyle buyurmuş büyük velî :
Hayat, sâlihlerle arkadaşlık ederek tatlılaşır. Hayır, sâlih arkadaşda toplanmışdır. Unuttuğunda sana hatırlatır, hatırladığında, sana yardımcı olur.
"Hayat, sâlihlerle arkadaşlık ederek tatlılaşır."
YanıtlaSilNe kadar güzel ve doğru bir söz!