Cümle Mevcûdât Zâkir Kâinât Dergâhdır

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, 10 Eylül 1984 târihinde kendisiyle tasavvuf hakkında mülâkât yapmak için Almanya'dan gelen bir zâtın, "1925 senesinde tekkelerin kapatılması dervîşler için ne getirdi? Bu durum şimdiki dervîşlere mâni oluyor mu?" sorusuna şu cevâbı verdiler :

Hayır olmuyor. Türkiye'de büyük bir inkilab yapılacakdı. Atatürk tıpkı mason cemiyetlerini kapatdığı gibi tekkeleri de kapatdı. Zîrâ tekkeler de birer cemiyyet ve cemâatdir. Üstelik tekkelerin birçokları siyâsete karışmışlardı. Sonra aradan zamanlar geçdi. Türkiye laikliği kabûl etdi ve hazmetdi. Dünyâ ile dîn işleri ayrıldı. Siyâsete karışmayan topluluklara artık devlet bir şey dememekdedir. 

Tekkeler kapatılmakla dervîşlik ortadan kalkmaz. Zâten bizim gibi sôfîlere göre herkes dervîşdir.

Âsumândır kubbesi hep ahterân kandilleri

En zıyâ-bahşâ kanâdîli güneşle mâhdır

Kaldırılmakla tekâyâ kaldırılmaz zikr-i Hakk

Cümle mevcûdât zâkir kâinât dergâhdır

Bir tekke farzet ki onun kubbesi gök, o tekkenin kandilleri de gökdeki yıldızlar. O tekkenin en çok ışık veren kandilleri de güneş ile aydır. Tekkeler kapatılmakla Allah'ın zikri men' edilemez Çünkü her şey Allah'ı zikretmekdedir, kâinât bir tekkedir.

Rusya'da, komünizm var, kaç sene oldu, bak yine hıristiyanlar var, yine müslümanlar var. Bu bir gönül işidir, kim buna mâni' olabilir?

Atatürk'ün yapdığı işe gelince. Meşâyihin çoğu siyâsete karışmışlardı. Atatürk de inkılabları yapabilmek için bir müddet için tekkeleri seddetdi. Sonra biz vakıflar kurduk, bugün aynı şeyi kânun çerçevesinde yapıyoruz. Yapan yapıyor, yapmayan yapmıyor. Ama kâinât bir tekke, herkes dervîş. 

Tekkeler mesdûd deyu ârif olan çekmez elem

Tekke-i iklîm-i lâhût her dâim meftûhdur

www.muzafferozak.com