Her Gece İki Terâvih Kıldıran Zât

Malûm ya, oruç tutan az. Oruç tutanlar arasında namaz kılanlar daha az. Namaz kılanlar arasında teravih namazı kılanlar daha da az. Teravih kılanlar arasında her gece kılanlar hepden az. Her gece kılanlar arasında terâvihi cemâatle kılanlar ise yok denecek kadar az.

Şimdi siz bir düşünün, otuz gece terâvihi cemâatle kılmak bu kadar zor geliyor bize, bir de otuz gece cemâate imamlık yapan kişiyi düşünün. Haydi o da olabilir, maaşla da olsa yapanlar var, peki her gece iki defa terâvih namazı kıldıran, üstelik bunu maaş için, ücret için filan değil, sırf Allah rızâsı için yapan birisini gördünüz mü yâhud duydunuz mu? Bendeniz gördüm, hem de çok yakınında bulundum böyle bir zât-ı akdesin. Kim o biliyor musunuz? Mürşid-i Azîzim Sultânım Sertâcım Muzaffer Efendi Hazretleri.

Efendi Hazretleri 23 sene dile kolay tam 23 sene Süleymaniye Câmisinde teravih namazı kıldırmışdır. Hem de maaşsız, ücretsiz olarak. Koskoca Süleymaniye'de imam mı yokdu? Hayır, vardı elbette ama ona ricâ etmişler, "Sen çok güzel okuyorsun, üstelik enderûn usûlünü biliyorsun" diye onu geçirmişler imâmete. O da kırmamış cemâati, hiç bir mecbûriyyeti olmadığı hâlde, her gün dört ayrı yerde vaaza gitdiği hâlde, bırakmamış bu işi, hep devâm etmiş. 1950'lerden 1970'lere kadar süren bir iş bu. 

Efendi Hazretleri 1958'de Fahreddin Efendi Hazretlerine intisâb edince, Dergâh-ı Şerîf'i de boş bırakmamış, orada da vaaz u nasîhatda bulunmuş ve imâmet yapmışdır. Ramazan gelince, oradaki cemaat de terâvihi onun kıldırmasını arzu etdiklerinden, her gece iki terâvih kıldırmışdır. "Yâhu siz üç beş kişisiniz, kalkın gelin Süleymâniye'ye" filan diyebilirdi, öyle demiyor, hiç üşenmiyor, önce Süleymaniye'de kıldırıyor terâvihi, sonra koşa koşa Dergâh'a geliyor, ikinci defa orada kıldırıyor. Ve senelerce bu böyle devâm ediyor. Düşünebiliyor musunuz? Yapılabilir mi böyle bir şey?