Sayfalar

3 Nisan 2025 Perşembe

Allah'dan Korkan Bir Kalbe Sâhib Ol

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Cenâb-ı Hakk Kitâb-ı Kerîminde, "Kâinâtda bir nesne yaratmadım ki beni zikretmesin" buyuruyor. Zikredince, muhakkak canlı olması, zî-rûh olması lâzım. Ama senin nazarında, senin gözünde o zî-rûh değildir. Öyle tasnîf etmişler. Rûhsuz bir şey yok hiç kâinâtda. Ama farkları vardır. Sende altı rûh var, onda bir rûh vardır. Sende rûh-ı cemâdât var, rûh-ı şecerât var, rûh-ı hayvânât var, rûh-ı nefsânî var, rûh-ı insânî var, rûh-ı sultânî var, rûh-ı sır var sende. Onda rûh-ı cemâdât vardır. Ağaçlarda rûh-ı şecerât vardır, rûh-ı nebâtât vardır yani. Hayvanda rûh-ı hayvânî vardır. Bunların hepsi senin vücûdunda mevcûddur. Hayvânâtda gene rûh-ı nefsânî var, sende de var, rûh-ı nefsânî. Eğer rûh-ı insânînin taht-ı mahkûmiyyetine girmezsen, rûh-ı sultânîye mutî olmazsan, hayvan derekesindesin. Vücûd iklîmini hayvânât kaplamış olur. Hayvan gibi olursun yaşayışda, dalâletde hayvandan daha ednâ ve eşnâ olursun. Ama vaktâ ki, bu kalb denilen nesneyi Hakk'ın sevgisiyle tathîr edersin, mâsivâullahı kalbinden çıkarırsın, Hakk'dan gayrını yani, kâfirin putu bir tâne, senin putun bin tâne, çıkarırsın, bu kalbde muhabbetullah olursa, rûh-ı sultânî buraya teşrîf ederse, rûh-ı sırr da tecellî ederse, vücûd iklîmine rûh-ı sultânî sultân olur, o vakit insan olursun, meleklerden daha efdal ve yüksek olursun, yücelirsin. 

Onun için Hazret-i Allah meleklere emretdi ki, Âdem'e secde edeler. Neden? Çünkü Âdem'de rûh-ı sultânî var idi, halîfetullah idi. Sen de onun çocuğusun. Biz maymundan gelme değiliz. Biz insan oğlu insanız. Peygamberzâdeyiz yâni. Ceddini böyle düşün, peygamber çocuğusun, Âdem aleyhisselâmın evlâdısın. Maymun çocuğu değilsin, hayvan çocuğu değilsin, değiliz, peygamberzâdeyiz. Kitâb bize nâzil olmuş. Cennet bizim için halk olunmuş, cehennem bizim için hazırlanmış. O da bir şerefdir, anlayan için. Beşîr ve nezîr olan peygamberler bizim için gönderilmiş. Kirâmen kâtibîn senin omuzlarına verilmiş. Mîzân, terâzî senin için konulmuş. Cennet sana hazırlanmış. Nâr senin için hazırlanmış, benim için hazırlanmış, yâhud küffâr-ı hâkisâr için hazırlanmış. 
Hiç güvenme hâline, güvenme hâline. İstiğfâr yapdığın vakitde, hayrına ve şerrine istiğfâr eyle. Allah'a güven, Allah'a dayan. Allah'lı olsun gönlün. Hakk'sız gönüller vîrânedir, Şeytan evidir. Hakk'lı gönüller, bir kâşânedir. Hem de Hakk'ın binâsıdır. Beytullahdır yani. Kabetullah, izâfî beytullahdır, kalb, beytullahdır. Semâvâta arda sığmayan Allah, kalbe nazar etdi, kalbe sığdı yani. Mekândan münezzeh olarak sığdı. Nasıl? Nasıl kelimesini, "lâ yüs'el"le keserek sığdı, "lâ yüs'el" makasıyla kesdi, öyle sığdı. Keyfiyyeti, kemmiyyeti mechûl olarak sığdı. Sence mechûl, Allah için malûm. 
Ey mü'minler! İttekullah! Bu tâcı başınıza koyunuz. Hakk'ın azâbı muhakkak şiddetlidir ve şediddir. Dereke-i hayvâniyyetde olanlar azâbdan korkanlar, sopadan, dayakdan, ateşden, zincirlerden, kelepçelerden, akreplerden, yılanlardan. Çünkü cehennemde Allah bunları hazırlamışdır. Dereke-i hayvâniyyetde olanlara, katırlar kadar akrepler vardır. Hurma ağaçlarının kalınlığı kadar yılanlar vardır.
Ama âşık-ı billah olan, Hazret-i Muhammed aleyhisselâm boyasıyla boyanan, neden korkar bilir misin? "Allahım bana kulum demezse, Hazret-i Muhammed aleyhi's-salâtü ve's-selâm bana ümmetim demezse, bugün yâ eyyühellezîne âmenû hitâbı ile hitâblandım, Kitâb-ı Kerîm bana hitâb eyledi, yarın yevm-i kıyâmetde Cenâb-ı Hakk, yâ eyyühellezîne âmenû hitâbıyla bana hitâb etmezse, benim hâlim nice olur", bundan korkar, korkusu budur. Ne dünyâ için Hakk'a ibâdet, ne âhiret için Hakk'a ibâdet eder, kul olduğu için Allah'a ibâdet eder. Allah'ın sultân olduğunu bilir. Onun rızâsıdır ancak maksûdu, kasdı. Allah'lıdır o. O Hakk'a yaklaşmış, Hakk da ona yaklaşmış. Hakk ona yakîn idi, o da Hakk'a yakîn oldu. "فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ fe kâne kâbe kavseyn" sırrı zuhûra gelir vücûdunda. Anlayana söyledik, geçdik. 
İttekullah! Bu tâcı başına koy. Allah'dan ittikâ iste. Kalb-i hâşi'a mâlik olmayı yani Allah'dan korkan bir kalbe mâlik olmayı Allah'dan iste. Ve Hakk korkusuyla yaş döken bir dîdeye sâhib olmak iste. Çünkü cehennemin nârını ne denizin suları, ne yağmurun tâneleri, ne nehirlerin suları söndürür. Ancak Hakk korkusuyla ağlayan gözyaşı söndürür. Cennetin ağaçlarını ve çiçeklerini, hiç bir yağmur suyu bitirmez, Hakk aşkıyla, aşk-ı Muhammed'le dökülen gözyaşları bitirir, o çiçekleri açdırır. 
İttekullah! Hakk'dan kork! Çok güç. Yâ Rabbi, bizleri kalb-i hâşi' sâhibi kıl. Ve senden korkan ve seni seven ve senin sevdiklerinden eyle ve tâatına mahkûm eyle. 
www.muzafferozak.com

1 yorum:

  1. Öyle güzel buyuruyor ki...
    Tefsir var...
    İnsânın özünü,kıymetini izâh etmek var...
    Akîbetin,ne olursa ne olacağını ve ne olmayacağını söylemek var...
    Dûa var...
    Aşk var...
    Ruh var...
    Duyana,görene,sadırdan okuyana daha neler var neler!
    Sübhânallah!




    YanıtlaSil