NUTK-İ ŞERÎF
Dil bâzârcısı yalandır varmazam bâzârına
Gerçek olmaz eğri dil inanmazam ikrârına
Sâdık oldur dilini gönlü ile bir eyleye
Eğri dilden nesne gelmez durmuşam inkârına
Vârı mihnetdir cihânın ne umarsın ey gönül
La'net olsun bu cihâna hem cihânın vârına
Dilberi oldu kimin kim fânî dünyâ 'âkıbet
Geçdi ömrü doymadı irişmedi dildârına
Tahta çıkmak istemez Mansûr olan yâ minbere
Her kim Mansûr oldu çıkdı şâh-ı 'aşkın dârına
Dünyânın nâz ü na'îmi cîfedir yine necis
Ey gönül tâhirsin âhir sunma el murdârına
Hakk bilir işini sabret fâriğ ol gussa yeme
Vakti yetsin bu cihânın ko vü katlan kârına
Hiç gül olmaz dikensiz hiç şâdi gussasız
Derme gülünden anın çün gülü değmez hârına
Çün Nesîmî'nin gamından fazl-ı Hakk vâkıf-durur
Gam değil ger kimse olmaz muttali' esrârına
Seyyid Nesîmî
Kuddise Sırruh
Sâdıklara ilhâk eyle Yarabbi!
YanıtlaSilÂşıkların aşıklık lisânını anlayacak gönül nâsib eyle Yarabbi!
Hazine var yukarıda! Görene!