Sayfalar

14 Haziran 2025 Cumartesi

Aşk Aklı Giderir

Şeyhü'l-Ekber Hazretleri Fütûhât-ı Mekkiyyesinde buyuruyorlar ki :

Aşkda pek çok yanılmalar olur. Birincisi, daha önce zikretdiğimiz şeydir. Bu yanılma, sevenlerin sevilenin gerçek bir varlığı olduğunu zannetmeleridir. Oysa ki sevilen vâr olmayan bir şeydir. Seven, sevgiliye öyle bir bağlanır ki sonunda onu, gerçek bir varlıkda var olarak görür. Âşık, gerçek varlığını sevdiği sevgiliyi görür görmez, var olan bu varlıkdan doğan bu hâlin sürmesi için, sevgisi yenilenir. Böylece sevgili hep ma'dûm olarak kalır. Hakîkatleri bilen ârifler hâriç, sevenlerin çoğu bunu bilmezler.

Bu bölümde söyleyeceklerimizin çoğu, çok ileri dereceye ulaşmış muhabbet hakkında olacakdır. Bu aşırı sevgi, âşıkların akıllarını giderir, onlara gam ve endîşe verir, renklerini soldurur, uykusuz bırakır, özlem ve iştiyak verir, onları ahmaklaştırır, bazen de sevgilileri hakkında sû-i zanna düşürür. Sû-i zan, sevgilisinin kendisinde gözükmesini istediği varlık hakkındadır. Halbuki insanlar onun sevgili olduğunu zanneder.  
Bu husûsdaki görüşlerimiz ikiye ayrılmışdır. Bizden bir zümre, sevgilinin kendisinde gözükdüğü varlığın sevenin hayâlindeki misâline bakar ve sevgilisinin varlığını onda görür. Bu hayâlde ona kavuşmak demekdir. Böylelikle onunla bütünleşerek onu müşâhede eder. Bu hâriçdeki varlıkda kendisinden daha latîf bir şekilde kavuşmadır. İşte Leylâ'nın aşkıyla mecnûn olan, Kays'ı, Leylâ yanına geldiği zaman Leylâ’dan yüz çevirten bu aşkdır. Mecnûn Leylâ'ya, "Benden uzak dur, çünkü sende hissetdiğim kesâfet, hayâlimdeki müşâhedenin letâfetine mâni oluyor" demişdi. Çünkü Leylâ Kays'ın hayâlinde, zâhirdeki varlığından daha latîfdi, daha güzeldi. Muhabbetin en latîfi budur. Kim bu sıfata sâhib olursa, sevgilisinden ayrı kalmakdan şikâyet etmez, dâimâ nimet içinde olmaya devam eder.  
Bizim bu kabîl âşıklar arasında imtiyazlı bir yerimiz vardır. Sevenler arasında böylesinin bulunması nâdirdir. Bunun sebebi kesâfetin onlara hâkim olmasıdır. Bizce bunun sebebi şudur. Maddeden tecerrüd ederek ma'nâların muhabbetine tutulmuş olan insanın ulaşabileceği nokta, o ma'nâlar kesîf bir hâl kazandıkları zaman, o ma'nâları yeniden hayâle indirmekdir. Bundan fazlasını yapamaz. En kesîf hâli hayâl olan insan böyle ise, ma'nâların letâfeti hakkında ne zannedersin? Bu hâlde olan insan, Allah'ı sevebilecek kişidir. Çünkü onun Allah'ı sevmedeki son yeri, kendisini teşbîhden tecrîd etmediğinde, O'nu hayâle indirmekdir. Bu durum Hazret-i Peygamber'in sallallahu aleyhi vesellem, şu sözünde ifâde edilmekdedir : "Allah'a sanki O'nu gürüyormuşsun gibi ibâdet et. Çünkü her ne kadar sen O’nu görmesen de O seni her ân görmekdedir".
Biz de bu sıfatla bir varlığı sevdiğimiz zaman, sevgilimizin, kesîf âlemdeki hislerde zuhûr etmesini isteriz. Bunu da sevgilimizi kendi güzelliğinin daha üstünde bir güzellikle donatarak, onu hayâl âlemimize yükselterek latîfleştiririz. Onu kendisinden ayrılmanın yâhud uzaklaşmanın mümkün olmadığı bir mertebeye yerleştiririz. Böylece âşık artık dâimâ vuslat hâlindedir. Bu husûsda şu mısraları yazdım :

Mecnûn'un aşkından bir ümmîdi yok
Uzaklıkdan ve gurbetden şikâyet etmekde
Ben ise onun tam zıddınayım zîrâ
Sevgilim hayâlimde dâimâ yakın bana
Sevgilim bende benim yanımda
Niçin bana âid olmayanı söyleyeyim

Yukarıda aşk insanın aklını başından alır demişdik, nitekim âşıklar, "Akılla idâre edilen aşkda hayır yokdur" derler. Ebû Abbâs el-Makrani el-Kessad şöyle derdi : "Aşk nefse hâkimiyyetde akıldan daha güçlüdür". Evet büyükler böyle demişlerdir, çünkü akıl, sâhibini sınırlarken aşk insanı altüst eder, hayrete düşürür, şaşkına çevirir. Şaşkınlık ise akılla bağdaşmaz. İnsan akıl sâyesinde kendisini toplar, şaşkınlık ise insanın dağılmasına sebeb olur. 
Yakûb çocuklarına, "اِنّ۪ي لَاَجِدُ ر۪يحَ يُوسُفَ لَوْلَٓا اَنْ تُفَنِّدُونِ" dediğinde, Yûsuf'un kardeşleri, ona şöyle demişlerdi : "اِنَّكَ لَف۪ي ضَلَالِكَ الْقَد۪يمِ" . Bu sözleriyle Yakûb'un Yûsuf'un sevgisiyle düşdüğü şaşkınlık hâlini kasd etmişlerdi. Demek ki şaşkınlık insanı, dağıtmakda, kendisini toplamasına mâni olmakdadır. Bu yüzden aşk, "bess (dağılma/dağıtma)" özelliğiyle vasfedilmişdir. Çünkü aşk âşıkın himmetinin pek çok noktaya dağılmasına sebeb olur. Nitekim Allahu Teâlâ şöyle der : "وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَث۪يرًا وَنِسَٓاءًۚ" . Başka bir âyetde ise, ,"فَكَانَتْ هَبَٓاءً مُنْبَثًّاۙ" buyurur. 
Âşık ma'şûkunun hükmü altındadır ve kendi kendisini idâre edemez. O, ancak kalbine hâkim olan sultân-ı aşkın emrine göre hareket eder. Bu alt üst oluşdan dolayı, âşık karşılaşdığı herkesde sevgilisinin güzelliğini gördüğünü hayâl eder. Aynı şekilde, bizzat kendisinin gördüğünü, onu görenlerin de gördüğünü düşünür. Bunun böyle olmasının sebebi, âşıkı saran hayret ve şaşkınlıktır. Şu atasözü de bunu dile getirmekdedir : "Kimi seviyorsan onu görürsün her gördüğün yüzde". Yani sevgilin dâimâ senin yanındadır.
Ey âşık! Sen sevdiğini herkesin senin gibi güzel gördüğünü zannedersin. Âşıkın şaşkınlığının bir yönü de, sevgilisini elde edebileceğini sandığı çeşitli yollarla şaşkına dönmesidir. Âşık, "Sevgilime kavuşmak için şöyle yaparım, böyle yaparım, şu şekilde ya da bu şekilde hareket ederim" der kendi kendine. Fakat nasıl teşebbüse geçeceği husûsunda şaşkınlığa düşer. Çünkü sevgilisinden aldığı hazzın duyu planında hayâlden daha büyük olduğunu zanneder. Bunun sebebi kesâfetin âşıka baskın gelmesidir. Aynı şekilde uyku esnâsında, tahayyül hazzından da habersizdir. Bu da hayâlde haz almakdan daha kuvvetlidir. Çünkü uykuda hayâlden daha çok hayâlle ittisâl hâli vardır. Hayâl ile ittisâl ise dışda yani duylar âleminde ittisâlden daha kuvvetlidir. O hâlde, âşıkın ma'nâ ile haz alması, hayâlle haz almasından daha kuvvetlidir. İşte o zaman, sevgilisine fiilen kavuşmasına imkân veren yolları bulma husûsunda şaşırıp kalır âşık. Maksadına ulaşmak için bir çâre bulmak ümîdiyle, bu husûsda bilgi sâhibi olanlara sorar. Şu mısra' bu husûsda söylenmişdir :
Sahîh olsaydı arzun çareler gösterilirdi sana
Yani, sevgiliye ulaşana kadar yapdığın işlerde doğruyu bulurdun.

1 yorum:

  1. Her cümlede biraz şaşkınlık, biraz hayranlık, biraz da kendimizi bulduk.. Emeğinizden Allah razı olsun.. 🌹

    YanıtlaSil