Derler ki, aşk şehîdi Hallâc-ı Mansûr'un, idâmından bir gün evvel, ziyâretine gelen bir dervîş, kendisinden bir ricâda bulunmuş, "Yâ Şeyh" demiş, "aşkı senden daha iyi bilen yokdur zannederim, lutfedip bana aşkı tarîf eder misin?" demiş. Hallâc-ı Mansûr demiş ki, "Aşkı sana sözle tarîf edemem ancak gösterebilirim. Yarından itibaren üç gün boyunca göreceklerine dikkat et, aşkın ne demek olduğunu anlarsın". Dervîş, "Eyvallah efendim" demiş ve beklemeye başlamış. Ertesi gün Hallâc'ın asıldığını, ikinci gün cesedinin ateşde yakıldığını, üçüncü gün ise küllerinin havaya saçıldığını görmüş.
Ben 'âşık-ı cânâneyem cân u cihândan geçmişem
Ben lâ-mekân seyrin bulup seyr ü mekândan geçmişem
Bâzâr-ı 'aşka gelmişem bâğ-ı cinândan geçmişem
İrüp gınâya fakr ile sûd u ziyândan geçmişem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder