Zünnûn-ı Mısrî Hazretleri buyuruyorlar ki :
Haccetmek üzere, Mekke'ye geldim. Kabe'yi tavâf ederken Kabe'nin örtüsüne yapışmış birisini gördüm. Hem ağlıyor, hem de şöyle diyordu : "Derdimi senden gayrı herkesden sakladım, sırrımı yalnız sana açdım. Senden gayrısını bırakdım, yalnız seninle meşgûl oldum. Şaşarım şu kimseye ki, seni tanır da seni nasıl unutabilir. Ve yine şaşarım şu kimseye ki senin aşkını tadar da nasıl sensiz kalmaya dayanabilir".
Sonra şu mısraları okudu:
Mâdem kavuşmanın tadını bana bir kez tattırdınArttır öyleyse iştiyâkımı ki tâ hücrelerime nüfûz etsin
Sonra kendisine hitâb ederek konuşmaya başladı ve şunları söyledi : "O sana fırsat verdiği hâlde sen bir türlü yola gelmedin. O senin günahlarını örttü fakat sen hiç hayâ etmedin. Senden münâcatın halâvetini aldı fakat sen buna hiç üzülmedin".
Sonra şöyle dediğini duydum : "Azîzim! Bana ne oluyor ki, senin huzûruna çıkdığımda hemen uyuklamaya başlıyorum ve beni münâcâtının halâvetinden mahrûm bırakıyorsun. Niçin, a gözümün nûru, niçin?"
Sonra da şu şiiri söyledi :
Firâkınla korkuttun beni bulamadım hiç bir şey
Firâkından daha acı verici daha sancılı
Yeter bu kadar ayrılık hem aramızı ayırarak
Amma da uzun sürdü yaşamak böyle korkarak
Zünnûn-ı Mısrî Hazretleri diyor ki :
Kendimi tutamadım ve gizlice Kabe'ye yanaşdım. Bir de ne göreyim, o bir kadınmış. Beni farkedince elbisesini topladı ve bana dedi ki, "Ey Zünnûn! Bakılmayacak yerlere bakmakdan gözlerini sakın!". Dedim ki, "Allah şâhid ki yapmakda olduğum şeyden beni senin sözlerin alıkoydu". Bana şöyle cevâb verdi, "Sen bilmiyor musun ki Allah'ın öyle kulları vardır ki O'ndan gayrısı onları meşgûl etmez. O'ndan gayrısını zikre meyletmez onlar. Sükûnetden hoşlanırlar, söz söylemekden hayâ ederler". Bunun üzerine şöyle sordum, "Ey Allah'ın kulu, gam ne vakit âşıkın gönlünü kaplar?". Dedi ki, "Zikirle meşgûl ve iştiyâkla dolu olduğunda. Ey Zünnûn, bilmiyor musun ki, iştiyak hastalık getirir, zikrin tekrarı hüznü arttırır". Sonra şu beyti okudu :
Vuslat taamının kokusunu alamadım aslâ
Mevcûdâta olan muhabbetim kesilene kadar
Ben de ona şu beyt ile karşılık verdim :
Ne güzeldir âşık vuslatı arttıkça
Kaynar sevgisi hep vuslatın ardında
Bunun üzerine dedi ki, "Beni kötü ettin! Beni kötü ettin! Sen şunu bilmiyor musun ki, O'na ancak O'ndan gayrısı terkedilerek kavuşulur".
"Zikrin tekrarı hüznü arttırır..."
YanıtlaSilÇok derin bir kelâm...Çok güzel!
Ve yazı muhatabı olana hikmet dolu...
"Allahümmerzuknâ fi'd-dünyâ hubbeke ve hubbe mâ yukarribunâ ileyke ve'l-istikâmete kemâ emerte ve fi'l-âhireti rahmeteke ve rü'yeteke."
YanıtlaSil