Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri bu duâyı Amerika'da New York şehrinde imârına vesîle oldukları bir mescidde yapdıkları bir sohbetden sonra lutfetmişlerdi :
Yâ Rabbi, buraya sen bizi davet etdin, senin davetini biliyoruz ki, biz buraya geldik. Sevdiğinden davet etdin. Hepimizi ayrı ayrı seviyorsun, sana da sevgi yakışır Yâ Rabbi. Sen affı seversin ve Afüvv ve Kerîm'sin, bizi affet. Bu af, muhabbetin derecât-ı ulyâsı olsun. Senin aşkınla gözyaşı akıtanlardan olalım. Zîrâ cehennem ateşini, nehirlerin, denizlerin suyu söndürmez, ancak Allah aşkıyla, Allah korkusuyla dökülen gözyaşı söndürür. Bize gözyaşının tadını tattır. Çünkü senin aşkınla ağlamak, öyle bir zevkdir ki bu zevki ancak sevdiklerine tattırırsın.
Burada bulunanların cümlesini hidâyetine mazhar kıl ve ben de dâhil olarak, hidâyetine mazhar kıl ve hidâyetinde sâbit-kadem eyle ve cennetini ve cemâlini görmek bizlere nasîb eyle Yâ Rab. Allahümme inneke 'afüvvün kerîmün tuhibbu'l-'afva fa'fu 'annâ Yâ Rab.
Ellerimizi bârigâh-ı ehadiyyetine açdık, yüzlerimizi yere dikdik, kalbimiz senin aşkınla vurmakda. Biz sana karşı günah işledik, rızkımızı kesmedin. Sana âsî olduk, bizi taş yapmadın. Senin nimetlerini inkâr etdik, bizi nimetinden gene mahrûm etmedin. Çünkü sen Afüvv'sün, Kerîm'sin, Gaffâr'sın, Settâr'sın, Rahmân'sın, Rahîm'sin, Latîf'sin, Cemîl'sin, Vedûd'sun.
Bizi kapından boş çevirme. Hânemize gelenlere biz ikrâm ediyoruz Yâ Rabbi, biz de senin hânene geldik, senin kelâmını dinledik, bizi buradan boş çevirme, ikrâm et.
Gözyaşımızla bizi tathîr et, temizle. Senin sevgin olmayan kalb Şeytan evidir, kalbimize tecellî et, senin aşkınla kalbimizi süsle. Habîbinin muhabbetiyle bizleri şâd et.
Çocuklarımıza bizi terbiye ettirme. Çocuklarımızın gönüllerini de nûr-ı ilâhiyyenle pür-nûr eyle. Çünkü sen Nûr'sun. Nereye tecellî edersen orasını nûrlandırırsın.
Senin sevginden başka kalbimize sevgi koyma.
Bize hakâik-i eşyâyı bildir. Eşyâyı altı vecihden bize göster.
Tevhîdin sırrına mâlik eyle.
Nazar-ı iltifât-ı Muhammediyye ile cümlemizi nârından âzâd, dâhil-i cennet, mazhar-ı zât eyle.
Îsâ'nın rûhaniyyeti, Mûsâ'nın kelimiyyeti, Yûsuf'un güzelliği, İbrâhim'in halîliyyeti, Nûh'un neciyyeti, Âdem'in safiyyeti hürmetine, bizi buradan boş çevirme, duâlarımızı kabûl eyle, bizi mahrûm etme.
Kâfirleri ve münkirleri bize güldürme Yâ Rabbi. Yani, "İnandınız da ne oldu" dedirme Yâ Rabbi. Hak ve hakîkati bize göster. Senin rızâna ve rıdvânına ve cennetine giden yolda bizi sâbit-kadem eyle. Îmândan sonra küfre, nûrdan sonra zulmete, cemâlden sonra celâle uğramışlardan eyleme.
Hayırlı murâdâtımıza nâil eyle. Bizi mahrûm etme Yâ Rab. Kapından gitmeyeceğiz almadan. Bizi kapından kovarsan hangi kapıya ilticâ ederiz.
Bize duâ sipâriş eden mü'minlerin isteklerini yerine getir, onları mahrûm etme.
İhvânımızı çoğalt, birbirimizi sevdir, birbirimizden nefret ettirme. Hepimiz Âdem'in ve İbrâhim'in oğullarıyız, birbirimize sevdir bizi Yâ Rabbi. Hak ve hakîkatden ayırma. Benim cemâatimi iki cihânda azîz kıl. Beni dinlemek lutfunda bulunanların kulaklarından gaflet pamuğunu çıkar, kalblerinden gaflet mühürünü sök. Hepsine seni görecek göz ver, hepsine seni zikredecek söz ver, hepsine seni sevecek öz ver. Yüzlerini nûrlandır, gönüllerini sürûrlandır.
Duâmızı kabûl et, bizi memnûn et Yâ Rab. Ve sallallahu 'alâ seyyidinâ Muhammedin ve 'alâ cemî'i'l-enbiyâi ve'l-mürselîn ve'l-evliyâi ve's-sâlihîn ve 'alâ melâiketike'l-mukarrabîn ve 'alâ ehl-i tâ'atike ecma'îne min ehli'-s-semâvâti ve ehli'l-aradîn rıdvânullahi te'âlâ 'alâ âli Resûlillahi ve ashâbihî ecmaîne bi rahmetike yâ erahme'r-râhimîn.
Sübhâne'l-ebediyyi'l-ebed. Sübhâne'l-vâhidi'l-ehad. Sübhâne'l-ferdi's-samed. Sübhâne men râfii's-semâi bi gayri 'amed. Sübhâne men basata'l-arda 'alâ mâin cemed. Sübhâne men halaka'l-halka fe ahsâhüm 'aded. Sübhâne men kaseme'l-erzâka ve lem yense ehad. Sübhânellezî lem yettehiz sâhibeten velâ veled. Sübhânellezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekün lehû küfüven ehad.
Allahümme yâ bedîu's-semâvâti ve'l-ard, yâ hayyu yâ kayyûm, yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm, innî es'elüke en tuhyiye kulûbunâ bi nûri ma'rifetike ebeden Yâ Allah Yâ Allah Yâ Allah.
Bi hürmeti seyyidi'l-mürselîn, bi hürmeti demi'l-Hüseyn, bi hürmeti bükâi Fâtımeti'z-Zehrâ, bi hürmeti ibâdeti Hatîceti'l-Kübrâ, bi hürmeti habîbike Muhammed Mustafâ.
Allahümme inneke 'afüvvün kerîmün tuhibbü'l-'afva fa'fu annâ.
Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü mine'z-zâlimîn.
Rabbenâ zalemnâ enfüsenâ fe in lem tağfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne mine'l-hâsirîn.
Allahümmec'al emâminâ nûran ve halfinâ nûran ve yesârinâ nûran ve şimâlinâ nûran ve fevkinâ nûran ve tahtinâ nûran. Vec'alnâ Yâ Rab nûrân nûr, inneke alîmün bi zâti's-sudûr.
Yâ Hannânu Yâ Mennân Yâ Deyyânu Yâ Sübhân bi hürmeti Sûreti'r-Rahmân, bi hürmeti Kitâbü'l-Kur`ân.
Sübhâne rabikke rabbi'l-'izzeti 'ammâ yasîfûne ve selâmün 'ale'l-mürselîn ve âlihim ve'l-hamdülillahi rabbi'l-'âlemîn.
Rızâen lillah ve rızâen li Resûlillah ve rızâen li ricâlullah bi sırrı pîr El-Fâtiha!
www.muzafferozak.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder