Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Amerika'daki bir radyo programında telefonla bağlanan bir Amerikalı, "Siz dîn şiddetle, zulümle yayılmamışdır diyorsunuz, öyleyse niçin Türklerin elinde kadınlar, çocuklar ve savaşacak durumda olmayan insanlar katliama uğradılar?" deyince Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Yalan! İftirâ! Türklere, Türk müslümanlarına, zabt edecekleri yerde halk kendileri geliyordu ve onları kurtarmaları için ricâ ediyorlardı. Meselâ Romanya halkı, Kazıklı Voyvoda'dan akın akın kaçmışlar, Osmanlı topraklarına girmişlerdi. Ve kendilerinin kurtulması için Osmanlı sultânından yardım istediler. Ve Türkler onları kurtardılar yani. Eğer Türk müslümanları eziyet cefâ etselerdi, ne Yunan kalırdı meydanda, ne Bulgar kalırdı, ne Romen kalırdı, ne Macar kalırdı. Bugün bir Macaristan, bir Romanya, bir Bulgaristan, bir Yunanistan var ortada. Bu iftirâ doğrudan doğruya. Bu bahis burada kısa bir zamanda konuşulacak bir mesele değil. Türkler içerisinde de bir zâlim çıkmış böyle bir çocuğu öldürmüşdür. Bir millet, kendi milletinden olduğu hâlde birbirini öldürüyor, birbirinin çocuğunu, birbirinin karısını öldürüyor. Başka bir milletden birisini öldürürse çok değil. Bir zâlim böyle yapmışdır ama hepsine birden teşmil edemeyiz ki.
Meselâ İstanbul'un kazâsı olan Yalova'da, isterse tahkîkatını yapabilir, Yalova'da Çınarcık ve Akköy'ün halkını Yunanlılar câmiye doldurmuş, çoluğu çocuğu kadını erkeği ayırmadan hepsini yakmışlardır, hâlâ duruyor, penezleri çıkıyor câminin külleri içerisinden. Ama biz bunu Yunan milletinin hepsine yüklemiyoruz. Bir kaç tâne zâlim, ahmak yapmış bu işi, o kadar. Ama biz yüklemiyoruz ki bunu bütün Yunan milletine. İki tâne zâlim çıkmış böyle yapmışdır. İki tâne de Türk'den zâlim çıkmış böyle yapmışdır. Ne Türk'ün yapdığını islâma yükleyeceksin, ne Yunan'ın yapdığını hıristiyanlığa yükleyeceksin.
Biz burada konuşuyoruz, halkı birbirine düşürmek, düşmanlıkları tahrîk etmek için değil, bilakis anlaşdırmak, Allah'a inananları birleşdirmek için konuşuyorum ben burada, birbirine sevişdirmek için halkı. Bu kör döğüşünü kaldırmak istiyoruz biz, kör döğüşünü. Halkı biribirine düşürmek için konuşmuyorum. Davâmız bu. Şimdiki konuşduğumuz sözler. Yoksa "o öyle yapdı, bu böyle yapdı" dersek, uzar o iş.
Meraklılar için yukarıdaki kitâbelerden de biraz bahsedelim. Bu mermer kitâbeler Topkapı Sarayında Bâb-ı Hûmâyûn'da olup, birinde "Es-sultân zıllullahi fi'l-ard", diğerinde "ye'vî ileyhi küllü mazlûm" yazmakdadır. Bu ibârenin manâsı, "Sultân yeryüzünde Allah'ın gölgesidir, bütün mazlûmlar ona ilticâ eder" demekdir.
www.muzafferozak.com

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder