Sayfalar

26 Ekim 2017 Perşembe

Kur`ân ile Kandırmak

Muzaffer Efendi Hazretlerinin de zaman zaman lutfettiği meşhûr Bektâşî hikâyelerindendir : 
Bektâşî'ye "Neden namaz kılmıyorsun? Sen Allah'dan korkmaz mısın?" diye sormuşlar. Bektâşî, "Cenâb-ı Hakk Kur`ân-ı Kerîm'de 'Lâ takrabü's-salâte/Namaza  yaklaşmayın!' buyuruyor ya. Ben de O'nun emrini yerine getiriyorum" demiş. "Âyetin alt tarafını da okusana" demişler, "Ben hâfız değilim, bu kadarını bilirim" demiş.
Hikâyedeki Bektâşî, iki çeşit insana remzdir.

Birincisi, câhil, kulakdan dolma bilgilerle hareket eden insanlardır. Bunlar, duydukları, okudukları şeyleri tahkîk etmeyen, derinlemesine araştırmayan, yalan yanlış, eksik gedik bilgilerle hareket eden kişilerdir. Kendilerine doğru yolu gösterenlere de i'tirâz ederler, zîrâ echeldirler yani bilmediklerini de bilmezler. Mes'ele dînî de olsa dünyevî de olsa farketmez.

İkinci zümre, nefsine mağlûb olup Allah'ın emirlerine uymayan, buna rağmen bir de utanmadan kendi fıskını kitaba uydurmaya çalışan kişilerdir. Bunların çoğu okumuş, tahsîl görmüş kimselerdir. Kimisi hoca, kimisi müftü, kimisi profesördür. Bunlar âyetleri keyiflerine göre te'vîl ederek yeni bir dîn uyduranlardır. Kimisi "Namaz iki vakitdir, Kur`ân'da beş vakit yok ki" der, kimisi "Kurban kesmeye lüzum yok, maksad yoksullara yardımdır" der, kimisi hadîs-i şerîfleri ve sünnet-i peygamberîyi inkâr eder "Bize Kur`ân yeter" der. Daha bunun gibi bir çok akla hayâle gelmeyecek uydurmalarla câhil halkı kandırıp dururlar.

Âkil isen zümre-i nâdâna olma hem-celîs
Gaflet ile geçmesin gâyet sakın ömr-i nefîs

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder