Sûre-i Şûrâ'nın 23. âyet-i kerîmesinde Cenâb-ı Hakk Resûl-i Ekrem Efendimize hitâben şöyle buyuruyor :
قُل لَّا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِلَّا الْمَوَدَّةَ فِي الْقُرْبَى
Kul lâ es'elüküm aleyhi ecran ille'l-meveddete fi'l-kurbâ
De ki, Ben bundan (yani risâlet ve irşâd hizmetinden) ötürü sizden herhangi bir karşılık beklemiyorum, sizden istediğim tek şey bana yakîn olanları sevmenizdir.
Âyet-i Kerîmede en çok dikkat çeken kelimeler "Kurbâ" ve "Meveddet" kelimeleridir. Bunları birer birer ele alalım.
"Kurbâ" tabiri, her ne kadar meallerde ekseriyetle "akrabâ" olarak tercüme ediliyorsa da aslında "Kurbâ"dan murâd edilen yakınlık, ma'nevî yakınlıkdır. Hepimizin bildiği gibi Resûl-i Ekrem Efendimizin akrabâsı olduğu halde O'na îmân etmeyenler de vardır. Bu âyet-i kerîme ile Resûl-i Ekrem Efendimizin Ehl-i Beytinin de kasdedildiği muhakkakdır ancak âyetin hükmünü bir tek Ehl-i Beyt'e hasretmek doğru değildir. Zîrâ Kur`ân-ı Kerîm'in ahkâmı kıyâmete kadar bâkîdir. Öyleyse "Kurbâ" demek, sîreti Resûlullah'a uyanlar, O'nun ma'nevî vârisleri demekdir. Bu ma'nevî verâset her devirde vardır ve kıyâmete kadar da devam edecekdir.
"Meveddet"e gelince...Meveddet, ekseriyâ muhabbet veya sevgi diye tercüme edilmekdedir ancak bu tercüme çok eksikdir. Meveddet, muhabbetin ileri bir derecesidir ve "muhabbetin kalbde sübût bulması" yani karar kılması olarak tarif edilir. Her muhabbet meveddet değildir çünkü gelip geçici sevgiler de vardır. Meveddet, sevdiğinden vazgeçmemek, yüz çevirmemek, alâkayı hiç kesmemek demekdir.
"Meveddet" ve "Kurbâ" kelimelerini doğru anlarsak, âyet-i kerîmenin ma'nâsını da doğru anlamış oluruz. Bize göre bu âyet-i kerîmeden çıkan ma'nâ şudur : Allah'ın rızâsını ve Peygamberimizin hoşnûdluğunu isteyen kişi, Resûl-i Ekrem Efendimizin gerçek vârislerine aşk ve sıdk ile bağlanmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder