el-mü’minu fi'l-mescidi ke's-semeki fi'l-mâ
ve'l-munâfiku fi'l-mescidi ke't-tayri fi'l-kafes
Mü'min, mescidde sudaki balık gibidir
Münâfık, mescidde kafesdeki kuş gibidir
Herhangi bir câmiye veya mescide girdiğimizde, içimiz ferahlayıp huzûr mu buluyoruz yoksa içimiz daralıyor ve bir an önce çıkıp gitmek mi istiyoruz?
Eğer câmide içimiz ferahlıyor, câmide bulunmakdan ma'nevî bir lezzet alıyor ve çıkmak istemiyorsak îmânımız sağlam demekdir.
Eğer, câmide iken sıkılıyorsak, "hoca namazı amma da uzattı" diyor, "bir an önce bitse de çıkıp gitsek" diyorsak, "hoca hutbeyi amma da uzattı" diyorsak, aklımız fikrimiz başka yerlerde ise îmân kalbimizde kökleşmemiş, kalbimizde hâlâ nifak var demekdir.
Dergâhta ol'mak beni ferahlatıyor...
YanıtlaSilDergâhta,Deryanın hak nefesinden gelen nefhayı hissetmek bana huzur veriyor...
Elhamdülillah!
Dergâhta ol'mak beni ferahlatıyor...
YanıtlaSilDergâhta,Deryanın(K.S) hak nefesinden gelen nefhayı hissetmek bana huzur veriyor...
Elhamdülillah!
"Herhangi bir câmiye veya mescide girdiğimizde, içimiz ferahlayıp huzûr mu buluyoruz yoksa içimiz daralıyor ve bir an önce çıkıp gitmek mi istiyoruz?"
YanıtlaSilBu kelâm ve diğer kelâmlar...Her okuduğumda sanki ilk defa okumuş gibi okuduğum bu kelâmlar beni daha nerelere götürecek acaba?
Kendilerini gördüğüm ilk rüyamda yukarıda dediği gibi bir camiye girmiştik bembeyaz bir cami...O önde ben arkasında...O bembeyaz kapıdan bembeyaz esvaplarla...Tatlı tatlı konuşarak...
O huzuru anlatamam...
Ne sırlar barındırıyor bu kelâmlar Hû bilir!
Hikmet içinde hikmet....
O rüyamda o caminin o bembeyaz duvarına hayran kalıp dokunmam ben buraya rüyamda da dokunmuştum diye hayret etmem gibi...
Rüya içre rüya...
Hikmet içre hikmet...
Sübhânallah!