Sayfalar

11 Ekim 2019 Cuma

Allah'ın Bize Bizden Yakın Olduğunu Nasıl Anlayabiliriz?

Büyük mürşidlerimizden Erbilli Es'ad Efendi Hazretleri bir bendesine gönderdiği mektûbunda buyuruyorlar ki :
Ma'lûm-i fâzılâneleri olduğu gibi murâkabe-i ma'iyyetin sâhası vâsi'dir. " وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ ve hüve me'aküm eyne mâ küntüm" âyet-i celîlesinden me'hûzdur. Murâkabe, akrabiyyete müntehîdir. "وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ ve nahnü akrebü ileyhi min hablil verîd" âyet-i kerîmesinin ma'nâsı ancak bu murâkabede sâlikler için oldukça münkeşif olur. Eğerçi Cenâb-ı Hakk'ın ma'iyyet ve kurbiyyetini her bir mü'min i'tikâd ederse de lâkin mesmû'ât ile meşhûdât beynindeki fark-ı azîm dahi nazar-ı i'tibârdan dûr tutulmamalıdır. Balın halâvetinin anlamak istima' ile de müyesser olabilir, lâkin zevk ile hâsıl olan ma'lûmât şübhesiz başkadır. Razakanallahu teâlâ ve iyyâküm. Âmîn. 
Hazret'in lisânına âşinâ olmayanlar için bu cümleleri şöyle îzâh edelim :
Bildiğiniz gibi, insanın Allah ile berâber olduğunu murâkabe etme sahası çok genişdir. Bu hakîkat, "وَهُوَ مَعَكُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ ve hüve me'aküm eyne mâ küntüm" âyet-i kerîmesinden anlaşılır. İnsan, Allah ile berâber olduğunu murâkebe ede ede Allah'a yaklaşır. "وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ ve nahnü akrebü ileyhi min hablil verîd" âyet-i kerîmesinin sırrı da, Allah'a yaklaşan sâliklere açılır. Gerçi her mü'min, Allah'ın kendisine yakın olduğuna, kendisiyle berâber olduğuna inanır ama buna kulakdan dolma bir bilgi ile inanmakla, bunu müşâhede etmek arasında çok büyük fark olduğu da unutulmamalıdır. Balın lezzetini işiterek da anlamak mümkün olabilir ama balı tadarak hâsıl olan idrâk, hiç şübhe yok ki bambaşkadır. Allah bizi ve sizi bununla rızıklandırsın. Âmîn.
 Mâsivâya sarf edüp eyyâmını etme telef
Zikr-i dâimle olur kurbiyyet-i Hakk'da şeref
Çünki âdemzâdesin sırrında bul âdemliği
Rütbe-i nûr-i kerâmetle olam dersen halef

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder