Daha önce terâvih namazının hem ahkâmını hem de hikmetlerini yeterince îzâh etdiğimiz için başka bir îzâha gerek duymamışdık. Fakat gelen sorulardan anlaşılıyor ki, başlıkdaki şu mesele pek çok kişinin kafasını meşgûl etmekde. Demek ki bu husûsda bir îzâha ihtiyaç var, diyerek bu yazıyı kaleme aldık.
Önce hemen şunu açıklığa kavuşturalım. Terâvih namazı yirmi rekatdır ve bunda hiç şek ve şübhe yokdur. Sekiz rekatlık, on rekatlık, on iki rekatlık terâvih diye bir şey yokdur. Yine şunu da iyi bilmek gerekir ki, bu namaz, sünnet-i müekkededir, yani Resûl-i Ekrem Efendimiz bu namazı hiç bırakmamışdır. Demek ki sünnet-i seniyyeye ittibâ etmek isteyenler, Ramazân-ı Şerîf'in her gecesinde bu namazı kılmalıdırlar. Dileyen münferiden kılar, dileyen cemaatle kılar. Her ikisi de câizdir. Bu da işin ruhsat kısmıdır.
Bize müracaat edip, "Ben yirmi rekat kılamıyorum, terâvihi sekiz yâhud on rekat kılsam olmaz mı?" diyenler oluyor. Biz onlara, "Kıl da ne kadar kılarsan kıl ama o kıldığın namaz terâvih olmaz, başka bir namaz olur" diyoruz. Hiç şübhe yok ki, sekiz yâhud on rekat namaz kılmak, geceyi gafletle geçirmekden hayırlıdır.
Bir de şu var. Bazıları sırf terâvihi yirmi rekat kılmış olmak için, namazı jet gibi kılıyorlar. Halbuki tadil-i erkâna riâyet edilmeden kılınan namaz, namaz olmaz. Huşû ve hudû ile kılınan iki rekat namaz, alelacele, yalapşap kılınan yirmi rekat namazdan evlâdır.
Ramazân-ı Şerîf'de böyle uzun bir namaz kılmakdan maksad, gündüzleri oruçla ihyâ etdiğimiz gibi, geceleri de namazla, Kur`ân'la ihya etmekdir. Eskiler buna gündüzleri sâim, geceleri kâim olmak derlerdi. Böyle mübarek bir ayda, hiç değilse bir saati teravihe ayırmak lazımdır.
Şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Terâvih bir külfet değildir, bilakis nimetdir, hem de çok büyük bir nimetdir. Tıpkı orucun da bir külfet olmayıp, bilakis nimet olması gibi. Allah bütün mü'minlere orucun da terâvihin de zevkini tattırsın, kıymetini bildirsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder