Sayfalar

18 Nisan 2025 Cuma

Sadûn'dan Başdakilere Uyarılar

Gizli velîlerden Sadûn, Abbâsî halîfesi Mütevekkil'e bir mektûb göndermiş. Diyor ki mektûbunda :

Sen dünyâ hayâtına gözünü dikmişsin, ayakların yan yana dizildiği, sahifelerin sağa sola uçuşduğu günü unutmuşsun. Perdenin açıldığı gün çok üzülürsün, "فَاِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ فَلَٓا اَنْسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَٓاءَلُونَ" âyetini oku.

Yine Abbâsî halîfelerinden Me'mûn, bir saray yapdırdığında, Sadûn ona şu mektûbu göndermiş :

Ey dünyâda saray yapdıran ve süsleyen! Sarayının temellerini sel yatağına atdın. Eğer sen birikdirdiklerinden yararlanmak isteseydin, onu haşerâtın ve yangınların olmadığı yere yapardın. Ölüm size sabah akşam şerbetini sunuyo. Ey ahmak! Kıyâmet gününden evvel nefsinin çâresine bak! Semûd ve Âd kavimlerini hatırla! Nerede onlar? Dünyâda bir kavim bâkî kalsaydı onlar kalırdı.

Sonra mektûbun başında, Sûre-i İhlâs'daki şu âyetleri yazmış : "لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْۙ * وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ".

Sadûn zâlim bir vâliye de şu mektûbu göndermiş :

Ey vâli! Eğer sen kendinden utanmıyorsan, Rabbinden utan! Rabbinin sana bol bol rızık vermesi seni aldatmasın. Eğer o seni cezâlandırırsa, helâk olursun, rezîl olursun. 

Sonra mektûbun başına, "اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لًا" âyet-i kerîmesini yazmış. Meâli şu : "Kulak, göz, gönül, bunların her biri mesûldur". 

Sadûn yine halîfelerden birine şu mektûbu göndermiş :

Allah göklerden ve dağlardan bir söz aldı ve onu onlara yükledi. Bu ahdin ağırlığından göğün yıldızları etrâfa saçıldı, güneşi silindi, ayının ışığı söndü, sâkinlerinin ayakları yan yana dizildi ve her yerleri tir tir titredi. Yeryüzü buruşdu ve büzüldü, suyu bulandı, ağaçlarının yaprakları, dalları ve meyvaları etrâfa saçıldı. Dağların dorukları kayalaşdı, vâdileri korkudan akdı. Bütün bunlar onlara yüklenen emânetin ağırlığından dolayı oldu. Sen ise, aczine ve aklının mahdûd ve yetersiz olmasına rağmen, emâneti yüklendiğinden beri, hiç bir uzvun hareket etmedi ve hiç bir mafsalın korkudan titremedi. Seni aldatan şeylerin üzerine bindin, dünyâyı eğlencen için bir gezinti yeri yapdın. Hüzün seni bulmadan önce gaflet uykusundan uyan! Ve's-selâm.
Mülk-i dünyâ kimseye kalmaz sonu berbâd olur
Ey Muhibbi şöyle farzet kim Süleymân olmuşuz

1 yorum:

  1. Abbâsî halîfesi Mütevekkil ne talihliymiş...Uyanık,uykuda olanı uyanmaya davet etmiş...Bu ne güzel bir davet!
    Hâb-ı gâfletden uyanmak söz ile olsaydı herkes uyanık olurdu...Bu başka bir şey...

    YanıtlaSil