Bir adam hacca gelmek istiyordu. Bir çocuğu vardı, ufak çocuğu, on-on iki yaşında, "Baba beni de götür" diye yalvardı babasına. Babası dedi ki, "Evlâdım, sen daha ufaksın" dedi, "çok ufaksın, on iki yaşındasın daha" dedi. "Yok babacağım, ben ille istiyorum, Kabe'yi görmek istiyorum, beni de hacca götür berâber" dedi. Yalvardı babasına ve babası aldı çocuğu getirdi, Bâb-ı Selâm'dan içeri girdiler. Çocuk Kabe'yi görünce, bir kerre "ALLAH" dedi ve düşdü ve öldü. Hacı, ağlayarak çocuğun üzerine kapanmışdı. Fakat birdenbire bakdı ki, çocuğu yok. Yok oldu kucağından. Taaccüb etdi, şaşırdı, nereye gitdi bu diye. O vakit dediler ki, "Sen Kabe'yi aradın geldin, Kabe'yi buldun. Oğlun bizi arıyordu, bizi buldu".
Onun için Kabe'ye sarık almaya giden sarık alır, tesbih almak isteyen, tesbîh alır, Kabe'yi görmek isteyen Kabe'yi görür, Allah'ı isteyen de Allah'ı bulur.
Hâcı be-reh-i Ka‛be vü men tâlib-i dîdâr
Û hâne hemî-cûyed ü men sâhib-i hâne
Û hâne hemî-cûyed ü men sâhib-i hâne
Hacı Ka'be yolunda ben ise dîdâr peşindeyim
O evi aramakda ben ise evin sâhibini
www.muzafferozak.com
Yüzünü göremedim, lakin her yerde sen,
YanıtlaSilSır mısın, nur musun, gönlümden süzülen? 🌹