NUTK-İ ŞERÎF
Gönlümü dîvâne kıldı 'âkıbet sevdâ-yı 'aşk
Gayrıdan bîgâne kıldı bu dili âşinâ-yı 'aşk
Zülf zincîrine düşüp kayd u bend itdi beni
Gitdi 'aklım şöyle Mecnûn eyledi Leylâ-yı 'aşk
Cümle vârım gitdi elden 'aşk ile doldum hemîn
Kendi vârından pür itdi bu dili kimiyâ-yı 'aşk
Aldı ağyâr kesretin tecrîd ü tenhâ eyledi
Pes ezelden olmuş idim yâr ile yağmâ-yı 'aşk
'İlm ü a'mâl zühd ü takvâ perdesin ref' eyle kim
Tâ gönülde berk ura ihlâs ile takvâ-yı 'aşk
'Aşk deminden gül gülistân oldu bu dil ravzası
Bülbül-i cân şevke geldi ez-sadâ nağmâ-yı 'aşk
Yere göğe sığmaz iken şâh-ı 'aşkın leşkeri
Bî-tekellüf kondu câna oldu dil me'vâ-yı aşk
Tahtgâh-ı şâh olalı bu dil-i vîrânemiz
Pes vücûd iklîmi ma'mûr oldu ez-ihyâ-yı 'aşk
Bezm-gâh-ı dilber oldu bu gönül meyhâne-veş
Mest ü sekrân eyledi yârânını sahbâ-yı 'aşk
Şûlelendi pertev-i hüsn-i cemâlinden bu dil
Gitdi zulmet kaldı vahdet dost ile mevlâ-yı 'aşk
Zâhir oldu sırr-ı vahdet nice bin yüzden velî
Gulgule virdi cihâna savlet-i gavgâ-yı 'aşk
Çün bu 'aşkdan cümle eşyâ feyz alırlar her zamân
Böyle bir üslûb u tertîb eyledi icrâ-yı 'aşk
Kıldı bu eşyâyı mir'ât cilvesine ol güzel
Çün gönülde zâhir oldu keşf ile ma'nâ-yı 'aşk
Gâh ma'şûkun yüzünden ider ol arz-ı cemâl
Gâh olur 'âşık gözünden gösterir îmâ-yı 'aşk
Bir-dürür 'âşık u ma'şûk gayrı sanma 'ârifâ
Cümlesin câmi' benem kim budur da'vâ-yı 'aşk
On sekiz bin kâinât 'aşk ile buldu intizâm
Hükm ider çün kâf-ı dilde her zamân 'ankâ-yı 'aşk
Ders alan 'aşk mektebinden 'ârif olur Sûziyâ
Almayan câhil deyü fetvâ virir mollâ-yı 'aşk
Ahmed Sûzî
Kuddise Sırruh
1.
YanıtlaSilGönlümü dîvâne kıldı 'âkıbet sevdâ-yı 'aşk
Gayrıdan bîgâne kıldı bu dili âşinâ-yı 'aşk
→ Aşkın tutkusu sonunda gönlümü deli etti; bu aşkı tanıyan gönül artık başkasına ilgisiz kaldı.
2.
Zülf zincîrine düşüp kayd u bend itdi beni
Gitdi 'aklım şöyle Mecnûn eyledi Leylâ-yı 'aşk
→ Sevgilinin saçlarının zincirine düşüp esir oldum; aklım gitti, aşkın Leylâ’sı beni Mecnun etti.
3.
Cümle vârım gitdi elden 'aşk ile doldum hemîn
Kendi vârından pür itdi bu dili kimiyâ-yı 'aşk
→ Her şeyimi kaybettim ama aşk beni tamamen doldurdu; aşkın simyası bu gönlü kendi varlığıyla zenginleştirdi.
4.
Aldı ağyâr kesretin tecrîd ü tenhâ eyledi
Pes ezelden olmuş idim yâr ile yağmâ-yı 'aşk
→ Dış dünyanın çokluğu elimden alındı; yalnızlığa büründüm. Meğer ezelden beri sevgiliyle birlikte aşkın ganimetine düşmüştüm.
5.
'İlm ü a'mâl zühd ü takvâ perdesin ref' eyle kim
Tâ gönülde berk ura ihlâs ile takvâ-yı 'aşk
→ İlim, amel, zahitlik ve takva perdelerini kaldır ki; gönülde aşkın ihlâsıyla parlayan bir takva ortaya çıksın.
6.
'Aşk deminden gül gülistân oldu bu dil ravzası
Bülbül-i cân şevke geldi ez-sadâ nağmâ-yı 'aşk
→ Aşk şarabıyla gönül bir gül bahçesine döndü; ruhun bülbülü aşk melodileriyle coştu.
7.
Yere göğe sığmaz iken şâh-ı 'aşkın leşkeri
Bî-tekellüf kondu câna oldu dil me'vâ-yı aşk
→ Aşk sultanının ordusu yere göğe sığmazken; gönle zahmetsizce kondu ve gönül aşkın evi oldu.
8.
Tahtgâh-ı şâh olalı bu dil-i vîrânemiz
Pes vücûd iklîmi ma'mûr oldu ez-ihyâ-yı 'aşk
→ Harabe gönlüm aşk sultanının tahtı olunca; tüm beden coğrafyam aşkın canlandırmasıyla mamur oldu.
9.
Bezm-gâh-ı dilber oldu bu gönül meyhâne-veş
Mest ü sekrân eyledi yârânını sahbâ-yı 'aşk
→ Gönül, güzelliğin meclisi olan bir meyhaneye dönüştü; aşk şarabı dostlarını sarhoş etti.
10.
Şûlelendi pertev-i hüsn-i cemâlinden bu dil
Gitdi zulmet kaldı vahdet dost ile mevlâ-yı 'aşk
→ Sevgilinin güzellik nuruyla bu gönül alevlendi; karanlık yok oldu, geriye dostla Allah’ta bir olma hali kaldı.
11.
Zâhir oldu sırr-ı vahdet nice bin yüzden velî
Gulgule virdi cihâna savlet-i gavgâ-yı 'aşk
→ Birlik sırrı, nice farklı yüzlerde (velîlerde) göründü; aşkın kudreti tüm âlemde yankı yaptı.
12.
Çün bu 'aşkdan cümle eşyâ feyz alırlar her zamân
Böyle bir üslûb u tertîb eyledi icrâ-yı 'aşk
→ Tüm varlıklar her an bu aşktan feyz alırlar; aşk da işini böyle bir tarz ve düzenle yürütür.
13.
Kıldı bu eşyâyı mir'ât cilvesine ol güzel
Çün gönülde zâhir oldu keşf ile ma'nâ-yı 'aşk
→ O güzel sevgili, tüm varlıkları güzelliğinin aynası yaptı; çünkü gönülde aşkın manası keşifle ortaya çıktı.
14.
Gâh ma'şûkun yüzünden ider ol arz-ı cemâl
Gâh olur 'âşık gözünden gösterir îmâ-yı 'aşk
→ Bazen sevgilinin yüzünden cemalini gösterir; bazen de âşığın gözünden ima eder aşk.
15.
Bir-dürür 'âşık u ma'şûk gayrı sanma 'ârifâ
Cümlesin câmi' benem kim budur da'vâ-yı 'aşk
→ Ey arif, âşıkla maşuk birdir, ayrı sanma; hepsini birleştiren benim — işte aşkın iddiası budur.
16.
On sekiz bin kâinât 'aşk ile buldu intizâm
Hükm ider çün kâf-ı dilde her zamân 'ankâ-yı 'aşk
→ 18.000 âlem aşk sayesinde düzene kavuştu; çünkü aşkın Anka kuşu, gönlün kaf harfinde hüküm sürer.
17.
Ders alan 'aşk mektebinden 'ârif olur Sûziyâ
Almayan câhil deyü fetvâ virir mollâ-yı 'aşk
→ Aşk mektebinden ders alan kişi ârif olur Sûziyâ; almayanı ise aşkın mollası “bu cahildir” diye hükme bağlar.
🌹
Bir tebessümünde gizliydi aşkın hakikati.. 🌹
YanıtlaSil