Sayfalar

14 Ekim 2025 Salı

Meczûbun İrşâd Etdiği Tamahkâr Hoca

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Bir meczûb, çok zaman anlatmışdım size, ama gene anlatacağım, bir meczûb...O meczûbun ne olduğunu sen bilmezsin, deli zannedersin sen. Meczûb, deli demek değildir. Esrâr-ı ilâhîyi kaldıramaz, gördüğünü, senin gözüne deli görünür. Zâten akıllısı yokdur insanların. Herkes bir türlü delidir. Böyle bir meczûb, Eyüp Sultan'da bir kahvede vâriyetli bir hocaefendi, sarıklı hocalardan birisi, mekteb hocası değil yani, çok zenginmiş fakat gâyetle nekes böyle, neûzübillah...Bazısı böyle sıkar da damlatır onu yer bazısı altından alıp üstüne koyar, yemez kendisi hiç. Âh neler geldi aklıma ama vakit dar. Böyle bir adam. O meczûb gelmiş ona, "Hocaefendi bana yoğurt al" demiş. Eyvah! Yoğurt almak da mesele onun için.

Yani öyle kişiler var, sakın onların sofrasından yemek yemeyiniz. Ekseriyâ biz tamahkar adamlara zarar vermeye çalışırız, şaka olsun diye. Sakın yemeyin yemeklerini, Onlar köpek tabiatlıdır, köpek kemiğini vermez kimseye. Onlar köpek tabiatlıdır, köpeğin çanağından yemek yenmez. Fakat sen çanağından köpeğe atarsın, verirsin. Acaba anlatabildim mi ne demek istiyorum? Bu tamahkar adamlar böyledir, köpek gibi bacağının arasına kıstırır kemiği, hırrrr, kimseye vermez. Ve makarları, gidecekleri yer cehennemdir. Alınları secdede çürüse, alınları delinse, cehenneme gideceklerdir. Öyle diyor Peygamber, ben söylemiyorum.

Hattâ Kabetullah'ın önünde birisi ağlıyormuş, Efendimiz gitdi, dedi, "Niye ağlıyorsun sen burada bu kadar fazlaca?". "Yâ Resûlallah günahım çok fazla benim, çok büyük benim". "Nedir günahın, Allahın rahmetinden büyük mü?" dedi. Uzatmıyorum lafı. "Hayır değil" dedi. "Nedir günahın?". "Bir fukara benden bir şey istedi mi, bir şey veremiyorum ben". "Neden?". "İki tâne kızgın süngü benim kalbime giriyor". O vakit Efendimiz dedi ki, "Ağla, ağla, ağlamak sana düşer" dedi. "Ağla şimdi, gözlerinden akan sular nehir olsun, ağla". Geçiyoruz. Kısa kesiyorum sözü.

O yoğurt alacaksın dedi. Hoca, kovdu meczûbu. O at sineği gibi takıldı, ille alacakısn diye. En sonunda Hoca illallah ve resûlih deyip o devrin parasıyla bir metelik, yoğurt aldı, meczûba verdi. Meczûb dedi ki "Biraz da ekmek versene" dedi. Allah o meczûba rahmet etsin. "Ekmeği de başkası alsın" dedi Hoca ve çıkdı gitdi. Hoca akşam bir rüya gördü. 

İyi dinle! Manâ gördü. "Efendim rüya hayaldir mayaldir". Âlem-i misâl vardır, âlem-i hayâl vardır rüyâ meselesinde. Onu da geçiyoruz, fazla durmuyoruz, durmam lazım ama geçiyorum. Vakit dar çünkü. 

Bir yere ama, bir makâm, ağaçlık, sulak, altınlarla elmaslarla yapılan köşkler, haymeler, saraylar filan hep içerisinde. Her şey güzel ama Hoca açlıkdan ölüyor. Yiyecek bir şey yok. Oraya koşuyor, buraya koşuyor, aç, ölüyor hocaefendi açlıkdan, rüyasında. Bir zât zuhûr etmiş. Dedi, "Yâhu burası neresidir? Benim anladığıma göre, kitablarda okuduğuma göre, burası cennet olması lâzım" diyor Hoca. "Evet cennet burası" dedi. "Ama nasıl cennet? Cennetde pişmiş kuş etleri var, kebab etleri var, şunlar var, bunlar var, filan filan. Allah Kur`ân'da sayıyor, Sûre-i Vâkıa'da. "ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn ve hûrun în ke emsâli lü'lüil meknûn cezâen bimâ kânû yamelûn". Güzel ama ben açlıkdan ölüyorum" dedi. "Hocaefendi cennet budur ama dünyâdan bir şey gönderirsen burda onu sen bulursun, göndermezsen bir şey bulamazsın burda. Dünya ahretin tarlasıdır, dünyada eken burda biçer". "Hah! Burda bir yoğurt var" dedi Hoca'ya, "Şu yoğurdu al, ye" dedi. Hoca yoğurdu aldı yerken, "Biraz da ekmek", Hocaefendi yalnız yoğurt gönderdin, biraz da ekmek gönderseydin, ekmek de verirdik" dedi. 

Fefham! Anla! Gözünü aç! Ne söylüyorum, ne konuşuyorum! İftah ayneyk!

"Yoğurdu yedin tamam, ekmek gönderseydin onu da bulacakdın" dedi. 

Onun için zekâtçılar, zenginler! Kitleyip Kastelli'ye yatıracağınıza Allah'ın kasasına yatırın. Kat kat, misil misil alın. Burada hüzne düşersin sonra, elinden malın çıkar, üzülürsün sonra çok. Malını muhâfaza etmek isteyen kimse, Allah'a yatırmalıdır, Allahu Teâlâ'ya. Allah için vermeli, açılan eli boş çevirmemelidir. Açılan elle berâber Allahu Sübhânehû ve Teâlâ, mekândan münezzeh olarak, Allah'ın rızâsı açılır yani.

www.muzafferozak.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder