Sayfalar

3 Aralık 2017 Pazar

Allah'a Giden Yolda Ayakkabıları Çıkarmak

Sûre-i Tâhâ'nın baş tarafında Musâ aleyhisselâmın kıssası beyân edilirken Cenâb-ı Hakk'ın O'na "إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ إِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى" diye hitâb ettiği bildirilmişdir. Âyet-i kerîmenin zâhirî ma'nâsı gâyet açıkdır ve bütün müfessirler hemen hemen aynı ma'nâyı vermişlerdir. Âyetin meâli şöyledir :
Yâ Musâ! Şüphesiz ben senin rabbinim, hemen ayakkabılarını çıkar çünkü sen mukaddes Tuvâ vâdîsindesin. 
Bu âyet-i kerîmede nice nükteler ve remzler vardır. Muzaffer Efendi Hazretleri bu nüktelerden birini şöyle beyân etmişlerdi :
Cenâb-ı Hakk'ın Mûsâ aleyhisselâma her iki ayakkabısını da çıkarmasını emretmesi, Allah'a kurbiyyetin ancak dünyâdan da ukbâdan da vazgeçmekle olacağına işâretdir. 
Bilindiği gibi "ﻧﻌﻞ na'l" ayakkabı "ﻧﻌﻠﻴﻦ na'leyn" de bir çift ayakkabı demekdir. Ayakkabının bir teki dünyâya diğer teki de ukbâya remzdir. Dünyâdan vazgeçmek her şeyden el etek çekmek değil, kalbden dünyâ muhabbetini çıkarmakdır. Ukbâdan vazgeçmek de ibâdeti terketmekle değil, ibâdetleri cennet arrzusu veya cehennem korkusuyla değil hiç karşılık beklemeden yapmakla olur. Her işinde Allah'ın emrine uyarak sırât-ı müstakîmden ayrılmamak ama amellerine güvenmemek sadece Allah'a güvenmekle olur. Kısacası mâsivâyı terketmeyen Hakk'a karîb olamaz, Allah'a vuslat bulamaz.

İster isen Hudâ'yı terk eyle mâsivâyı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder