Hassas Terâzi

Fazla söze ne hâcet, bazen bir resim bin satıra bedeldir. Terâziyi işte böyle doğru tutmalı insan. Takvâ alâmetidir bu. Allah'dan korkan adam böyle yapar. "Canım ne olacak bir tâne kesekağıdından" demez, onu dahi hesâb eder. Aksi takdirde kazancı harâm olur. Hattâ verâ sâhibi olanlar, bunu da kâfî görmez, ne olur ne olmaz diyerek, malı biraz fazla koyar, terâzinin o kefesi aşağı inecek şekilde ağır tartar. Verâ alâmeti de budur. Nerede o verâ sâhibi esnaf! Nerede o takvâ sâhibi tüccar!

Bazıları diyebilir ki, "Bizim terâziyle bir işimiz yok, biz ne yapacağız?". Her işin bir terâzisi vardır. Bir öğretmen dersi hakkıyla öğretmekle mükellefdir, "Ben nasıl olsa ay başında maaşımı alıyorum, öğrenseler bana ne, öğrenmeseler bana ne?" derse aldığı maaş harâm olur. Bir işçi kendisine verilen işi hakkıyla yapmakla mükellefdir, kaytarırsa, savsaklarsa, aldığı maaş helâl olmaz. Bir müdür, bir âmir, bir patron, eğer emrinde bulunanlara âdil davranmıyorsa, birilerini kayırıyorsa, o da terâzinin dengesini bozmuş demekdir. Hâsılı her iş için bir terâzi vardır. Vicdânı ve izânı olan herkes kendi terâzisinin ne olduğunu ve nasıl tartdığını bilir.