Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Mideni tathîr et, helâl lokma ye, Allah'ın helâl dediklerinden ye. Helâldan kazan, helâla sarf et. Domuz eti yemeyen, şarap içmeyen bir adam, haramdan kazansa, haramdan yese aynı günahlara sâhib olur. İstediği kadar kıvırcık etinin sağ kolunu yesin. Mâdem ki arada insan hakkı vardır, aynı günaha sâhib olur. Onun için amân kul hakkından kaçınınız, kâfir hakkından kaçınınız, Allah'dan korkarak bunlara el sürmeyiniz. Hayvan hakkından kaçınınız. Kendinizi bunlardan vikâye edin ve kurtarınız.
Kimden aldınsa, aldığını götür ver, veremezsen git ifâde-i merâm et, söyle, itiraf-ı zünûb et, "ödeyeceğim" de. Hem de isimle söyleyeceksin, yutdurmaca değil. Zamanımızda yutdurmaca yapıyorlar. "Hakkını bana helâl et". Niye hakkımı sana helâl edeyim, neymiş bakayım sebebi? Onu söyleyeceksin. "Vaktiyle ben senin paranı almışdım, vermemişdim, borç almışdım vermemiştim, çalmışdım, etmişdim, bunu bana helâl ediyor musun, yâhud ödeyeyim mi?" diyeceksin. Ödemek lâzım zâten. Zâten ödemezsen zillete düşersin. Müminler azîzdir. Mümin mümine karşı zilletli olabilir ammâ mümin azîzdir. Allah'ın izzetiyle, Resûlullah'ın izzetiyle azîz olmuşdur. Allah bizi bu izzetden ayırmasın. Her kim ki Hazret-i Allah'dan, Hazret-i Muhammed'den ayrıldı, o adam zelîl oldu. Aynen isminle söyleyeceksin böyle, "Ben senin hakkına böyle tecâvüz etmişdim" diye. Vurdunsa eğer, vurdunsa, yanağını uzatacaksın, sen de bana bir tâne vur diyeceksin.
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Harâmdan kazanılan mâl, zâhirde tayyib de olsa, güzel de görünse hakîkatde necâsetdir. Zâhirde kıvırcık eti alırsın, en güzel eti seçersin, ancak o kıvırcık koyunun eti haramdan kazanıldı ise hakîkatde o et domuz etinden daha berbatdır. Harâm yiyen, helâl-harâm ayırd etmeyenler de hakîkatde fâre ve domuz sıfatlıdır. Görmüyor musun, necâseti fâreler ve domuzlar yer.
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Paran helâl mı harâm mı, onu bilmek istiyorsan, onun da sana sırrını söyleyeyim. Parayı sarf etdiğin yeri gör. Nereye sarf ediyorsun parayı. Çünkü harâmdan gelen harâma gider. Eğer kazandığın mal hayra sarf olunuyorsa bilmiş ol ki helâldan kazanmışsın. Helâl helâla gider, harâm harâma gider. "Küllü şey'in yerci'u ilâ aslihî" dir, her şey aslına rücû eder.
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Kazancında haram olan kimse, ibâdetden zevk alamaz, şevk duymaz, sıkılır ibâdetden. Kazancın helâl mı, harâm mı? Harcadığın yere bak, nereye sarfediyorsun paranı. Oradan bilirsin, harâmdan mı kazandın, helâldan mi kazandın paranı, oradan da belli olur o iş. İçkiye giden, fışkıya giden filan bilsin ki parasının içerisinde haram var, oraya gidecek o. Çünkü bütün sular denize akar. Her şey cinsine çeker. Harâm harâma gider. Helâl helâla gider. Habîsât habîsler içindir, tayyibât tayyibler içindir. Güzellikler güzeller içindir, çirkinlikler çirkinler içindir.
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Efendi! Kazandığın para, helâldan mı kazandın, haramdan mı, nasıl bileceksin? Sana bir miyâr vereceğim. Kazandığın para helâl mı, harâm mı? Sarfetdiğin yere bakacaksın, nereye sarfediyorsun parayı. Parayı sefahate sarfediyorsan bil ki haramdan kazandın parayı. Hayra sarfediyorsan bil ki helâldan kazandın parayı.
Bu da O'nun özlü nasîhatlarındandır :
Önüne geleni yersen, diline geleni dersen cehenneme gidersin.
www.muzafferozak.com

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder